Eş'ârîlik, ya da Eş'ârîyye, islamın içinde önemli bir teoloji ekolü olarak ortaya çıkmış ve sunni düşünce geleneğinde önemli bir yer edinmiştir. İikadi mezheplerden biri olan Eş'ârilik, İslam düşünce tarihinde akaid ve kelam alanlarında derin izler bırakmıştır. Mezhebin kurucusu, 873-935 yılları arasında yaşamış olan Ebü'l Hasan Eş'arî'dir. Başlangıçta Mutezile ekolüne mensup olan Eş'arî, daha sonra bu görüşten ayrılarak kendi teolojik yaklaşımını geliştirmiştir. Eş'ârîlik, özellikle Allah'ın sıfatları, kader, insan fiilleri ve Kur'an'ın yaratılmışlığı gibi konularda Mutezile'ye karşı geliştirdiği argümanlarla tanınır. Günümüzde sunni müslümanlar arasında maturidilik ve selefilik ile birlikte en yaygın inanç sistemlerinden biridir. Eş'ârîlik, akıl ve nakil arasında denge kurmaya çalışan bir anlayışa sahiptir. İtikadi konularda esas olarak akli delilleri kullanan ancak alıp nakli de gerektiğinde önemseyen bir yaklaşım sergilemektedir.
Eş'ârî düşüncede, Allah'ın sıfatları meselesi özel bir yer tutar. Mutezile'nin aksine, Allah'ın sıfatlarının ezelî olduğunu savunur. Yani Allah’ın ilim, kudret, hayat gibi sıfatları zatından ayrı olmayan ama gerçek anlamda mevcut sıfatlardır. Bu yönüyle, Allah’ın zâtı ile sıfatları arasında ayrım yapan Mu’tezile’ye karşı çıkar.
Kader ve insan fiilleri konusunda ise Eş’arîlik, “kesb” (kazanım) teorisini geliştirerek insanın iradesi ile Allah’ın kudreti arasında bir denge kurmayı amaçlamıştır. Bu yaklaşıma göre, bütün fiillerin yaratıcısı Allah’tır; fakat insan bu fiilleri "kazanmakla" sorumludur. Böylece hem ilahî kudretin mutlaklığı korunmuş hem de insanın ahlaki sorumluluğu temellendirilmiştir.
Kur’an’ın yaratılmışlığı meselesinde ise Eş’arîler, Kur’an’ın Allah’ın kelam sıfatının ezelî bir tecellisi olduğunu savunurlar. Bu görüş, Kur’an’ın yaratılmış olduğunu ileri süren Mu’tezile anlayışına karşıdır. Eş’arîlere göre Kur’an, lafzî olarak okunabilir bir metin olmakla birlikte, aslı itibarıyla ezelîdir ve Allah’ın kelam sıfatıdır.
Eş’arîlik, imanın mahiyeti konusunda da önemli bir yaklaşım ortaya koyar. Bu mezhebe göre iman, kalp ile tasdikten ibarettir; ameller imanın bir parçası değildir. Bu görüşüyle Haricî ve Mutezilî anlayışlara zıt bir pozisyon alır; çünkü onlar amelsiz imanı geçersiz sayarken, Eş’arîler ameli imanın değil, onun kemalinin bir parçası sayarlar.
Tarihi süreçte Eş’arîlik, Büyük Selçuklular, Gazneliler ve özellikle Eyyubîler ile Memlûkler döneminde büyük ölçüde kabul görmüştür. Daha sonra Osmanlılar döneminde de özellikle medrese müfredatlarında Eş’arî ve Mâturîdî düşünceler birlikte işlenmiştir. Bugün hâlâ özellikle Kuzey Afrika, Şam, Mısır ve Endonezya gibi bölgelerde etkisini sürdüren önemli bir itikadi mezhep konumundadır.
İlginizi Çekebilir: İffet Nedir?