Hz. İdris Kimdir? Hazreti İdris (A.s) Hayatı - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Hz. İdris Kimdir? Hazreti İdris (A.s) Hayatı

05.09.2025

kendisine verilmeden önce dahi ibadete düşkün, takvâ sahibi bir kul olarak bilinirdi. Salihlerle beraber olmayı seçmiş, ömrünü hayırlı amellere yöneltmiştir. Geçimini ise hiçbir zaman başkasına yük olmadan, kendi alın teriyle ve el emeğiyle sağlamıştır.

Rivayetlere göre Hz. İdris -aleyhisselâm-, Bâbil yöresinde dünyaya gelmiştir. Hazret-i Âdem’in altıncı kuşaktan torunu olan bu mübarek peygamber, daha risalet görevi verilmeden önce dahi kulluğuyla, takvasıyla ve ibadete olan bağlılığıyla tanınmıştır.

Salih kimselerle bir arada yaşamayı tercih eden Hz. İdris (a.s.), geçimini kendi emeğiyle sağlamış, el işiyle çalışarak maişetini temin etmiştir. İnsanlık tarihinde terzilik mesleğini ilk başlatan kişi olduğu da kaynaklarda zikredilmektedir.

O dönemde Kâbil’in soyundan gelen kavmi arasında yaşayan Hz. İdris (a.s.), maneviyattan uzaklaşmış, helâl ve haram sınırlarını hiçe sayan bir topluma şahit oluyordu. Şit Aleyhisselam’ın yolundan ayrılan bu topluluk her türlü günaha dalmış, kulluk vazifelerini terk etmişti. İşte böyle bir dönemde Yüce Allah, Hz. İdris’i (a.s.) peygamber olarak görevlendirdi. Kendisine otuz sahife indirildi ve bu ilahî emirleri kavmine tebliğ etti.

Melekler zaman zaman topluluk halinde Hz. İdris’i (a.s.) ziyaret eder, onunla sohbet ederlerdi. İdris Aleyhisselam’ın davetine icabet eden müminlerin sayısı yaklaşık bin kişiyi bulmuştu.

Hazreti İdris (A.S) Hayatı (Kıssası)

Hz. İdris -aleyhisselâm-, Allah tarafından kavmine peygamber olarak gönderilmiştir. Yaşadığı toplum, Kâbil’in neslinden gelen ve zamanla doğru yoldan uzaklaşmış bir topluluktu. Şit -aleyhisselâm-’ın öğretilerinden ayrılan bu insanlar, kulluk görevlerini terk etmiş ve günahlarla meşgul olmaya başlamışlardı.

Toplumu tekrar hakka davet etmek için Yüce Allah, Hz. İdris’i (a.s.) peygamberlikle görevlendirdi. Ona sahifeler indirildi ve ilahî emirleri insanlara tebliğ etmesi emredildi. Kur’ân-ı Kerîm’de, Hz. İdris’in (a.s.) doğruluktan asla ayrılmayan, güvenilir ve sadık bir peygamber olduğu ifade edilmiştir.

Rivayetlere göre, vefatının ardından Allah Teâlâ onu yüksek bir makama yükseltmiştir. Bazı kaynaklarda hâlen hayatta olduğu, semânın dördüncü katında bulunduğu ve kıyamet gününü beklediği bildirilir.

Hazreti İdris'in Sözleri

Hz. İdris -aleyhisselâm-, kavmini daima öğütlerle doğruya yönlendirir, hikmetli sözlerle insanlara yol gösterirdi. Onun nasihatlerinden bazıları şöyledir:

  • “Gerçek akıl sahibi, makamı yükseldikçe alçakgönüllülüğünü artırır.”
  • “Akıllı insan başkasının kusuruyla uğraşmaz, hatalarını yüzüne vurmaz. Malı ve serveti arttığında da kibirlenmez, güzel ahlakını kaybetmez.”
  • “Nefsini arındırmayan kimsenin, hakikatte aklı yoktur.”
  • “Dünya sevgisi ile ahiret sevgisi bir kalpte asla birleşmez.”
  • “Dua ederken niyetinizi samimiyetle yapın.”

İdris Peygamber Hayatta mı?

Bazı âlimler, Hz. İdris’in (a.s.) halen hayatta olduğunu ve semada bulunduğunu ifade etmişlerdir. Onun doğruluğu ve üstün şahsiyeti Kur’an-ı Kerim’de açıkça övülmektedir.

Meryem Suresi 56. ayette şöyle buyrulur:
“Kitap’ta İdris’i an! Şüphesiz o, çok doğru sözlü bir peygamberdi.”

Enbiyâ Suresi 85-86. ayetlerde ise İdris (a.s.) ile birlikte diğer peygamberlerin sabır ve salihlikleri şöyle dile getirilir:
“İsmail’i, İdris’i ve Zülkifl’i de hatırla! Onların hepsi sabredenlerdendi. Biz onları rahmetimize kabul ettik. Şüphesiz onlar salih kimselerdendi.”

Kur’an’da geçen bu ifadeler, Hz. İdris’in (a.s.) doğruluk, sabır ve fazilet bakımından ne kadar yüce bir makamda olduğunu göstermektedir.

Mevlânâ -kuddise sirruh- da Hz. İdris ve Hz. İsa (a.s.) hakkında şu yorumda bulunur:
“İdris ve İsa -aleyhimesselâm-, riyazet ve mücahede ile öyle bir dereceye ulaştılar ki, âdeta melekler gibi oldular. Yemez içmez hâle geldiler. Meleklerle aynı hâle geldiklerinden dolayı göğe yükseltildiler.”

Bu durum, insanın sabır, şükür ve nefis terbiyesi ile manevi olgunluğa erişebileceğini; kalbini arındırarak melekler gibi ulvî derecelere yükselebileceğini gösterir.

Peygamberler, sadece ruhani kemâlde değil, dünyevi işlerde de insanlığa öncülük etmişlerdir. Hz. Âdem’in (a.s.) ziraati başlatması, Hz. İdris’in (a.s.) terzilik mesleğini ilk uygulayan kişi olması bunun örneklerindendir. Ayrıca, yazı kültürünün gelişimi de Hz. İdris döneminde önemli ilerlemeler göstermiştir.

Hz. İdris’in (a.s.) Öne Çıkan Özellikleri

  • Kendisine sahifeler indirilen bir peygamberdir.
  • Doğruluk ve faziletiyle Kur’an’da övgüyle anılmıştır.
  • Terziliğin piri kabul edilmiştir.
  • Yüce makamlara yükseltilmiştir.
  • Sabır ve sebatta örnek olmuştur.
  • Salih kullar arasında zikredilmiştir.
  • Allah’ın rahmetine mazhar olmuştur.

Hz. İdris (a.s.) Hangi Kavme Gönderilmiştir?

Hz. İdris’in (a.s.) yaşadığı dönemde toplum, Kâbil’in neslinden gelen bir topluluktu. Hem maddi hem de manevi yönden büyük bir yozlaşma içine düşmüşlerdi. Şit Aleyhisselâm’ın gösterdiği doğru yoldan uzaklaşmış, Allah’a kulluk vazifelerini terk etmişlerdi. Haramı helal gibi görerek her türlü günah ve kötülüğü işlemeye başlamışlardı. İşte bu sapkın topluluğu hak dine davet etmek için Yüce Allah, Hz. İdris’i (a.s.) peygamber olarak göndermiştir.

Hz. İdris’e (a.s.) Kaç Sayfa Suhuf Gönderilmiştir?

Hz. İdris’e (a.s.) Allah tarafından otuz sahife indirilmiş ve bu sahifelerde emirler ile yasaklar bildirilmiştir. O da aldığı bu ilahî hükümleri kavmine tebliğ ederek insanları hakka davet etmiştir. Rivayetlere göre melekler zaman zaman topluluk halinde Hz. İdris’i (a.s.) ziyaret eder, onunla sohbet ederlerdi. Onun davetine icabet eden müminlerin sayısı yaklaşık bin kişiye ulaşmıştı.

Ümmeti Olmayan Peygamber, Hz. Danyal Kimdir?

Hz. Süleyman (a.s.) Kimdir?

Hz. Eyüp Kimdir?

Hz. Adem (a.s.) Kimdir?

Hz. Zülkarneyn (a.s.) Kimdir?

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.