Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
Kanuni Sultan Süleyman devri, Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasî, askerî ve kültürel gücünün doruk noktasıydı. 1526’daki Mohaç Meydan Muharebesi’nde Macar ordusunu büyük bir yenilgiye uğratarak Orta Avrupa’da Osmanlı hâkimiyetini sağladı. 1538’deki Preveze Deniz Zaferi ile Akdeniz’in tartışmasız gücü haline geldi. Doğuda ise Safevi ordularına karşı üstünlük kurarak imparatorluğun sınırlarını güvence altına aldı.
Sanat ve mimaride de Kanuni dönemi, altın çağını yaşadı. Süleymaniye Camii ve Külliyesi, Şehzadebaşı Camii, Büyükçekmece Köprüsü ve Kırkçeşme su yolları gibi dev eserler bu dönemin zarif izlerini taşır. Dönemin mimarı Mimar Sinan, Kanuni’nin himayesinde Osmanlı mimarisine ebedî bir kimlik kazandırdı.
1566 yılında Macaristan seferine çıkan Kanuni Sultan Süleyman, Zigetvar Kalesi’nin kuşatması sırasında hayatını kaybetti. Cenaze namazı Şeyhülislâm Ebüssuûd Efendi tarafından kıldırıldı ve naaşı, Süleymaniye Camii’nin yanındaki türbesine defnedildi. Bu dönem, sadece Osmanlı tarihinin değil, dünya tarihinin de en görkemli imparatorluk çağlarından biri olarak hatırlanmaktadır.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı İmparatorluğu, siyasî ve askerî açıdan zirveye ulaştı. 1521’de Belgrad’ın fethi, batı seferlerinin ilk büyük adımı oldu. Ardından 1522’de Rodos’un alınması, Osmanlı’nın Doğu Akdeniz’deki hâkimiyetini güçlendirdi. 1526 yılında yapılan Mohaç Meydan Muharebesi ise Avrupa tarihine damga vurdu. Yalnızca iki saat süren bu büyük zaferle Macaristan Krallığı tarihe karıştı ve Orta Avrupa’da Osmanlı üstünlüğü sağlandı.
Denizlerde ise Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa’nın önderliğinde 1538’de kazanılan Preveze Deniz Zaferi, Akdeniz’de Osmanlı’nın mutlak hâkimiyetini ilan etti. Böylece Osmanlı, hem karada hem denizde dönemin süper gücü haline geldi. Doğuda ise Safevîlere karşı yapılan Irakeyn Seferi (1534) ile Bağdat fethedildi ve bölgedeki Osmanlı otoritesi pekiştirildi.
Kanuni Sultan Süleyman yalnızca bir savaşçı değil, aynı zamanda bilge bir devlet adamıydı. Döneminde çıkarılan kanunnameler, imparatorluğun hukuk sisteminin temelini oluşturdu. Vergi düzenlemeleri, toprak sistemi ve reaya hakları yeniden tanımlanarak yönetimde istikrar sağlandı. “Herkesin hakkı sahibine teslim edilmelidir” anlayışıyla hareket eden Kanuni, Osmanlı topraklarında adaletin sembolü haline geldi.
Kanuni dönemi, aynı zamanda Osmanlı kültür, sanat ve mimarisinin altın çağı olarak kabul edilir. Bu dönemde Mimar Sinan başta olmak üzere birçok sanatkâr, eserleriyle imparatorluğun görkemini taşlara işledi. Süleymaniye Camii ve Külliyesi, Şehzade Camii, Büyükçekmece Köprüsü, Kırkçeşme Su Yolları ve daha nice yapı, hem teknik hem estetik açıdan çağının ötesindeydi.
Edebiyatta ise Bâkî, Fuzûlî, Hayalî, Taşlıcalı Yahya gibi büyük şairler yetişti. Kanuni’nin kendisi de “Muhibbî” mahlasıyla şiirler yazan bir divan şairiydi. Aşk, adalet ve fanilik temalarını işlediği beyitleriyle Osmanlı edebiyatında derin izler bıraktı.
Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı İmparatorluğu’nu yalnızca toprak olarak değil, hukuk, kültür, sanat ve diplomasi yönlerinden de doruğa taşımıştır. Onun döneminde imparatorluk; üç kıtaya hükmeden, Akdeniz’i kontrol eden, İslam dünyasının koruyucusu bir güç haline gelmiştir.
Bugün Kanuni Sultan Süleyman; adaletiyle, sanata verdiği destekle, mimariye kattığı estetikle ve dünya tarihine bıraktığı izlerle “büyük hükümdarların sonuncusu” olarak anılmaktadır.
İlginizi Çekebilir: Kanuni Sultan Süleyman Kimdir?