Bir İnsanı Neden Seversiniz? - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Bir İnsanı Neden Seversiniz?

09.10.2025

Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.

İmam Gazzâlî, bu konuda derin bir tahlil yaparak, Allah için sevmenin ve buğz etmenin çoğu zaman gözle görünmeyen, kalpte gizli bir hakikat olduğunu ifade eder. Ona göre bir kişinin Allah rızası için birini sevmesinin en belirgin göstergesi, o kimseyle kurduğu sohbet, dostluk ve kardeşlik bağıdır. Bu bağ, dünyevî çıkar ya da menfaat üzerine değil, tamamen iman kardeşliği ve ahiret bilinci üzerine inşa edilmelidir.

Gazzâlî, insanların gündelik hayatta birbirleriyle karşılaşmasının doğal bir durum olduğunu söyler. Pazarda alışveriş sırasında, bir devlet dairesinde iş takibi yaparken, toplu taşımada ya da mahalle ortamında insanlar sık sık bir araya gelirler. Ancak bu tür karşılaşmalar, İslâmî anlamda bir kardeşlik veya dostluk ilişkisi olarak nitelendirilemez. Çünkü burada niyet, bağlılık ve manevi hukuk yoktur. Kişiler sadece aynı mekânı paylaşmakta ya da yolları geçici olarak kesişmektedir.

Gerçek kardeşlik ise, Allah rızasına dayanan bir niyetle kurulandır. İmam Gazzâlî’ye göre, böyle bir kardeşliğin temeli iman, sadakat ve muhabbetullah üzerinedir. Bir Müslümanın bir diğerini Allah için sevmesi, onunla beraber iyilikte yardımlaşması, günahlardan sakındırması ve gerektiğinde nasihatle yönlendirmesi bu dostluğun en güzel tezahürüdür.

Öte yandan, Allah için buğz etmek de kişinin nefretini nefsi arzulara değil, hak ve batıl ayrımına dayandırması anlamına gelir. Yani Müslüman, bir kimseyi şahsi sebeplerden ötürü değil; Allah’ın emirlerine ve adaletine aykırı davranışlarından dolayı sevmez. Bu da İslam ahlakında adaletli bir duygusal dengeyi temsil eder.

Müslüman’ın sevgi ve nefret anlayışı dünyevî bağlardan değil, ilahî ölçülerden beslenmelidir. Çünkü Allah için sevilen dostluk, hem bu dünyada gönül huzuru getirir hem de ahirette kalıcı bir mükâfata vesile olur. Niyetin merkezinde Allah rızası olduğunda, insanın tüm ilişkileri de manevî bir derinlik kazanır.

İlginizi Çekebilir: Şeytan Niçin Var?

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.