Nübüvvet Nedir? - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Nübüvvet Nedir?

25.06.2025

Nübüvvet, insanların Allah ile insanlar arasında bir köprü görevi gören, ilahi bir temsilcilik görevidir. Bu kavram, peygamberlerin, Allah'ın mesajını insanlara iletmek ve onları doğru yola yönlendirmek amacıyla seçilmiş özel kişiler olduğunu belirtir. Nübüvvetin en önemli işlevlerinden biri, insanlara dünya ve ahiret ile ilgili gereksinimlerin karşılanması için yürütülen temsilcilik görevidir. Peygamberler, bu görev aracılığıyla ahlaki değerleri, ibadetleri ve toplumsal kuralları öğretirler. Nübüvvet, insanlara doğru yaşamaları için gerekli olan ilahi bilgiyi sunar ve onları yanlış yollardan sakındırır. Peygamberler, insanları manevi olarak yönlendirirken, Allah ile insanlar arasında bir iletişim kanalı oluştururlar.

Nübüvvet Kelimisine İlişkin Örnekler

İslâm’ın doğuşu için Arabistan’ın seçilmesinin bir başka hikmeti, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in risâlet ve nübüvveti konusunda kimsenin tereddüt yaşamamasını sağlamaktır. Araplar, okuma yazma bilmeyen ve ümmî bir toplumdu. Bu sebeple, çevrelerindeki diğer milletlerin aşınmış ve bozulmuş kültürleri ile felsefelerinin etkisi altında kalmamışlardı.

İbn-i Arabî Hazretleri, başka bir eserinde şu şekilde ifade eder:

“Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, insanlık içinde varlığın en üst düzeyidir. Bu nedenle nübüvvet O’na ile başlamış, O’nda sona ermiştir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadîs-i şerifinde şöyle buyurmuştur:

“Beni Rabbim eğitti ve bu eğitimi son derece güzel bir şekilde gerçekleştirdi.”

 

Allah'a Karşı Vazifelerimiz Nelerdir?

İffet Nedir?

İtikat Nedir?

 
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.