Abdullah b. Sunabihi (r.a) Kimdir? - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Abdullah b. Sunabihi (r.a) Kimdir?

26.09.2025

Abdullah bin Sunabihî (radıyallahu anh) hakkında kaynaklarda geçen bilgiler sınırlı olup, ashâb arasında fazla tanınmış bir zat değildir. Rivayetlerde adı geçen bu zatın sahabe olup olmadığı konusunda farklı görüşler vardır. Büyük hadis otoritelerinden İbn-i Mâin, onun rivayetlerini değerlendirirken “Abdullah’ın hadisleri mürseldir” diyerek, doğrudan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den naklettiği bir rivayetin bulunmadığını ifade etmiştir. Ancak başka bir değerlendirmesinde, Medine ehlinin ondan hadis rivayet ettiğini ve görünüşe göre ashâb arasında sayıldığını da dile getirmiştir.

Kaynaklarda geçen rivayetlere göre, Abdullah bin Sunabihî’nin Hz. Ebû Bekir radıyallahu anh’dan hadis nakli vardır. Fakat doğrudan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den rivayeti bulunmamaktadır. Bunun sebebi ise, kendisinin Allah Rasûlü ile görüşmeye niyetlendiği sırada vefat etmesidir. Dolayısıyla bizzat Peygamber Efendimiz ile görüşme imkânı bulamamış, ancak ashâbın ileri gelenlerinden istifade etmiştir.

Burada karıştırılmaması gereken bir diğer şahıs da Sunabihî bin el-Esar el-Ahmasî’dir. Bu kişi sahabeden kabul edilmektedir ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sohbetinde bulunmuştur. Dolayısıyla kaynaklarda geçen “Sunabihî” ismiyle ilgili rivayetlerde, hangi zatın kastedildiğini doğru şekilde ayırt etmek önem arz etmektedir.

Netice itibarıyla Abdullah bin Sunabihî (radıyallahu anh), hadis ilminde bazı rivayetleriyle zikredilen fakat sahabe olup olmadığı noktasında farklı görüşler bulunan bir isimdir. İbn-i Mâin ve diğer muhaddislerin ifadeleri, onun rivayetlerini değerlendirirken dikkatli olunması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bunun yanında, aynı nisbe ile anılan farklı kişilerin varlığı da, tarihi kaynaklarda bu tür karışıklıkları doğurmuştur.

Hz. Yakup (a.s.) Kimdir? için tıklayınız.

Hz. Yakup’un (a.s.) Oğullarına Vasiyeti için tıklayınız. 

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.