Peygamber efendimiz Kurban Bayramı'nda Ne Yapardı? - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Peygamber efendimiz Kurban Bayramı'nda Ne Yapardı?

28.05.2025

Kurban Bayramı, İslam dünyasında hem ibadet hem de paylaşma ruhunun zirveye ulaştığı mübarek günlerden biridir. Peki, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Kurban Bayramı’nda neler yapardı? Onun sünneti ve tavsiyeleri nelerdi? İşte Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Kurban Bayramı’ndaki uygulamaları ve bizlere ışık tutan örnek davranışları…

Bayram Namazına Giderdi

Peygamber efendimiz, bayram sabahı erken uyanır gusül alırdı. Bu ritüel, bayramın manevi atmosferine hazırlık için önemli bir adımdı. Temiz bir bedenle bayrama başlayarak, ruhunu da hazırlamış olurdu. Ardından, güzel elbiselerini giyer ve bayram namazı için yola çıkardı.  Bayram namazına giderken farklı yollardan gitmeyi tercih ederdi. Günümüzde de bu davranış, sünnet-i müekkede olarak önem taşır.  

Hadis: “Resûlullah (s.a.v.) bayram günü farklı yollardan giderdi.” (Buhârî, Îdeyn 5)

Namazdan Önce Yemek Yemezdi

Peygamber Efendimiz Kurban Bayramı sabahı, bayram namazından önce herhangi bir şey yemezdi. Kurban Bayramı'nın manevi atmosferinde, Peygamberimiz, ilk lokmasını kendi kestiği kurbandan almayı tercih ederdi. Böylece, bayram namazı'ndan önceki bu ritüel, hem toplumsal dayanışmayı simgeliyor hem de kurban ibadetinin özünü vurguluyordu. Peygamber Efendimizin bu davranışı, müslümanların bayram günlerinde gösterdiği titizliği ve ibadetlerine olan derin saygısını yansıtıyordu.

Hadis: “Resûlullah (s.a.v.) Kurban Bayramı günü namazdan dönmeden önce hiçbir şey yemezdi.” (Tirmizî, Edâhî 11)

Kurbanını Kendisi Keserdi

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), gücü yettiği sürece kurbanını bizzat kendisi keserdi. Eğer bir başkasına kestirecekse de kurbanın başında bulunur, “Bismillah, Allahu Ekber” diyerek ibadetin ruhuna katılırdı. Kurban kesimi sırasında önemli bir anlam taşır ve ibadetin Allah’a yönelik bir teslimiyet ifadesidir.

Hadis: “Peygamber (s.a.v.), iki boynuzlu beyaz ve siyah renkli koç kurban etti. Bizzat eliyle kesti.” (Buhârî, Edâhî 7)

Kurban Etini Üçe Ayırırdı

Efendimiz (s.a.v.) kurban etini üçe ayırırdı. Kurban edilen hayvanın bir kısmı, aile fertlerine ayrılır. Aile bireyleri, kurban etinin nimetini birlikte yaşar ve bu sayede aralarındaki bağlar güçlenir. Kurban etinin bir diğer kısmı ise yoksullara dağıtılır. Yoksullara yapılan bu yardımlar, toplumda yardımlaşma ve dayanışma kültürünü teşvik eder. Kalan kısmı ise misafirlere ve dostlara ikram edilirdi. Misafirperverlik, İslam kültürünün önemli bir parçasıdır ve bu şekilde dostluk ilişkileri güçlendirilir. 

Bayramı Sevinç ve Coşkuyla Yaşardı

Bayramları Peygamber Efendimiz (s.a.v.) neşeli ve coşkulu bir şekilde yaşardı. O, bayramların herkes için sevinç dolu geçmesini arzu ederdi. Özellikle çocuklara, kadınlara ve gençlere bayramın sevinç günü olduğunu sık sık hatırlatırdı. Bu özel günlerde insanlar bir araya gelir, kardeşlik ve dayanışma duygularını pekiştirirlerdi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bayram eğlencelerine de açık bir tutum sergilemiştir. Hatta Habeşlilerin mescidde kılıçla oyun gösterisi yapmasına izin vermiştir.

Hadis: “Her kavmin bir bayramı vardır. Bu, bizim bayramımızdır.” (Buhârî, Îdeyn 2)

Bayramlaşmayı ve Selamlaşmayı Teşvik Ederdi

Bayram, sosyal bağların güçlendiği bir fırsattır. İnsanlar, bu özel günlerde bir araya gelerek dostluklarını pekiştirir, sevdikleriyle olan ilişkilerini derinleştirir. Peygamberimiz (s.a.v.) de bu geleneği yaşatarak ashâbıyla bayramlaşır, selamlaşır ve dua ederdi. Günümüzde ise, bu güzel geleneği sürdürmek amacıyla “Bayramınız mübarek olsun” gibi ifadelerle selamlaşma şekilleri benimsenmiştir. Bayramlar, sevgi, saygı ve hoşgörünün ön planda olduğu, herkesin birbirine iyi dileklerde bulunduğu özel zamanlardır. Bu vesileyle, bayramlaşmayı ve selamlaşmayı teşvik etmek, toplumsal huzuru ve mutluluğu artırmak adına son derece önemlidir. İnsanların bir araya gelerek birbirlerine sarılması, duygusal bağların güçlenmesine katkıda bulunur. 

Kurban İbadetini Vurgulardı

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), kurban ibadetini Allah’a yakınlaşma vesilesi olarak görür ve ümmetine bu konuda titiz davranmayı öğütlerdi. Kurbanın yalnızca et değil, niyet ve takva yönüyle Allah katında değer kazandığını ifade ederdi. İyi niyetle yapılan bir kurban, kişiyi manevi olarak yükseltir ve toplumsal yardımlaşmayı teşvik eder. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in öğretilerine uygun olarak, kurban ibadetini samimiyetle yerine getirmeli ve bu vesileyle Allah’a yaklaşmalıdır.

Ayet: “Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. O’na ulaşan yalnızca sizin takvanızdır.” (Hac, 37)

 

Kurban Bayramı Hutbesi

Kurban Kesmek Kur’an’da Geçiyor mu?

2025 Yurt Dışı Kurban Bağışı Ne Kadar?

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.