Namaz Rekatları - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Namaz Rekatları

13.08.2024

Namaz Rekatları

Namaz rekatları ve kılınışları namaz kılmaya başlayacak olan birçok müslümanın araştırdığı konulardan biri olmaktadır. Uzun süredir kılmayan veya karıştıran birçok kişi ise çeşitli kaynaklara başvurmaktadır. Bu kaynaklar üzerinden de her namaz vaktinin farzlarının ve sünnetlerinin kaç rekat olduğunu öğrenmektedir.

 

Günümüzde her Müslüman günün 5 vakti namaz kılmaktadır. Kılınan her vaktin ise birbirinden farklı zamanları olduğu gibi rekatları da farklı olmaktadır. Peki ya günlük namaz rekatları nedir?

 

Günlük Namaz Rekatları Nedir?

Günlük namaz rekatları her vakite göre değişkenlik göstermektedir. Her vaktin ise belli bir süresi bulunmaktadır. Bu rekatlar ise o süre içerisinde kılınmalı eğer kılınmadıysa da mutlaka kazasının gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Namazların rekatlarını sıralamamız gerekirse;

 

  • Sabah Ezanı: Toplamda 4 rekattan oluşmaktadır. 2 rekat sünnet ve 2 rekat farz olmaktadır. Namaz kılınırken ise öncelik olarak sünnet sonrasında ise farz kılınmaktadır. Öğle Namazı: Öğle namazı ezanın okunması ile ikindi ezanı arasındaki süreçte kılınmalıdır. Toplamda 10 rekattan oluşmaktadır. 4 rekat ilk sünnet, 4 rekat farz ve 2 rekat son sünnetten oluşmaktadır. İkindi Namazı:  Toplamda 8 rekat olmaktadır. 4 rekat sünnet, 4 rekat farz olmaktadır. İkindi ile akşam ezanı arasında ki vakitte kılınması gerekmektedir.
  • Akşam Ezanı: Toplamda 5 rekat olmaktadır. 3 rekat farz, 2 rekat sünnet olmaktadır. Akşam namazının diğer namazlardan ayıran farkı ise ilk olarak 3 rekatlık farzın kılınıyor olmasıdır. Diğer vakitlerde ilk olarak sünnet namazları kılınmaktadır.
  • Yatsı Namazı: Yatsı namazı toplamda 10 rekattan oluşmaktadır. 4 rekat ilk sünnet, 4 rekat farz ve 2 rekat son sünnet olmaktadır.
  • Yatsı namazından sonra ise vitir namazı kılınmaktadır. Vitir namazı 3 rekat olmaktadır. Farz veya sünnet değil, vaciptir.

 

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Eşarilik Nedir?
    Eş'ârîlik, ya da Eş'ârîyye, islamın içinde önemli bir teoloji ekolü olarak ortaya çıkmış ve sunni düşünce geleneğinde önemli bir yer edinmiştir. İikadi mezheplerden biri olan Eş'ârilik, İslam düşünce tarihinde akaid ve kelam alanlarında derin izler bırakmıştır.
  • Ahlak Nedir?
    Ahlak kavramı, Arapça kökenli olup "hulk" sözcüğünden gelmektedir ve "huy" anlamına gelir. Arapça dilinde ahlak-ı hamide ve ahlak-ı hasene iyi ahlak anlamında kullanılırken, ahlak-ı zemime ve ahlak-ı seyyie ise kötü ahlak olarak tanımlanmaktadır
  • İmamiyye Nedir?
    İmamiyye, Şiilik meşrebi içinde önemli bir yere sahip olan, tarikat ve mezheplerin ortak bazı inanç prensiplerini barındıran bir ekoldür. İslam düşünce tarihinde itikatlarını tanımalama için belirli temel prensipler kullanılan fıkıh anlayışına sahiptir. İmamiyye ekolünün temel dayanak noktalarından biri, hiç şüphesiz Hz. Ali ve Hz. Hüseyin'in İslam toplumundaki konumları ve imamet hakkına dair görüşleridir.
  • Maturidilik Nedir?
    Maturidilik, İslam dünyasında önemli bir yere sahip olan itikadi bir mezheptir. Bu mezhep, Ebu Mansur el-Maturidi tarafından kurulmuş olup, matüridi'nin kurduğu hanefi mezhebi'nin kurucusu olarak kabul edilir. Maturidilik, 10. yüzyılda Orta Asya'da ortaya çıkmış ve zamanla İslam dünyasının büyük bir kısmında yaygınlaşmıştır. İmam-ı A'zam düşüncesi takip eden Maturidilik, iman konularında Ebu Hanife'nin metodolojisini benimsemiş ve geliştirmiştir. Bu mezhep, dini meseleleri anlamada ve açıklamada naklin yanında akla önemli yer veren islam dini itikad mezhebidir. Maturidilik, inanç esaslarını belirlerken vahiy ve aklın birlikte kullanılması gerektiğini savunur. Maturidilik, özellikle Türk dünyasında geniş kabul görmüş ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde resmi mezhep olarak benimsenmiştir.
  • Peygamberimize Karşı Vazifelerimiz Nelerdir?
    İslam inancında, Allah’a olan bağlılık kadar O’nun elçisi olan Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v.) duyulan sevgi ve itaat de büyük önem taşır. Kur’an-ı Kerim’de bu konu şu şekilde açıkça belirtilir: