Kurbanın Yenmeyen 7 Bölgesi Hangileridir? - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Kurbanın Yenmeyen 7 Bölgesi Hangileridir?

30.05.2025

İslam dininde kurban olarak ya da başka amaçla kesilmiş olsun, etlerin yenmesi helal olan hayvanlar belli kurallara tabidir. Bu kurallar arasında, bir hayvanın yenilmeyecek yerleri nelerdir? ne yapılması gerekiyor? soruları önemlidir. İslami prensiplere göre, her ne kadar hayvanın eti helal olsa da, bazı organlarının tüketilmesi mekruh sayılmıştır. Hadisi şerifte, Hz. Peygamber, eti yenen hayvanların cinsel organlarının yumurtalarının anüslerinin bezelerinin öd keseleri mesanelerini yenilmesini uygun görmediğini bildirmektedir. Bu doğrultuda kurbanın yenilmeyecek 7 bölgesi açıkça belirlenmiştir.

İslam alimleri, kanları ödleri, bezeleri, idrar torbaları, cinsel organları ve yumurtalarını yemek mekruhtur olarak kabul etmişlerdir. Bu organlar şu şekilde sıralanabilir: kan, öd kesesi, lenf bezleri, idrar torbası (mesane), erkeklik organı, dişilik organı ve hayvanın yumurtaları (testisler). Kurban kesiminden sonra bu bölgelerin ayrılması ve uygun şekilde imha edilmesi gerekmektedir.

İmam Malik ve İmam Şafii'nin öğretilerine göre, etleri tüketilebilen hayvanların yumurtalarını yemekte bir sakınca bulunmamaktadır. Kurban ritüelinde veya diğer sebeplerle kesilen hayvanların tüketilmeyen parçalarını toprağa defnetmek, hem sağlık koşullarını korumak hem de çevre temizliğini sağlamak bakımından öncelik taşımaktadır. Çevre kirliliğini önlemek amacıyla, bu tür yenilmeyen kısımlar köpek ve kedi gibi evcil hayvanlara da yedirilebilir.

 

Tek Gözü Kör Olan Hayvan Kurban Olur mu?

Gece Kurban Kesilir mi?

Kurban Bayramı Nasıl Ortaya Çıktı?

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.