Hz. Eyyûb (a.s.) Hastalıktan Kurtulmak İçin Neden Duâ Etmedi? - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Hz. Eyyûb (a.s.) Hastalıktan Kurtulmak İçin Neden Duâ Etmedi?

17.09.2025

Hazret-i Eyyûb (aleyhisselâm), insanlık tarihinde sabrın, teslimiyetin ve rızânın en yüce örneklerinden biridir. Ömrünün uzun yıllarını sağlık, bolluk ve huzur içinde geçirmiş; mal, evlât ve sıhhat nimetiyle donatılmıştır. Ancak bir gün Rabbinden gelen imtihanla karşı karşıya kalmış, hastalıklar ve dertler bedenini kuşatmıştır.

O zor zamanlarda kendisine en yakın olan eşi Rahîme Hatun ona şöyle seslenmiştir:
“–Ey Eyyûb! Sen Allah’ın seçtiği bir peygambersin. Neden Rabbinden şifâ dilemezsin? Neden bu sıkıntılardan kurtulmayı istemezsin?”

Bunun üzerine Hazret-i Eyyûb (aleyhisselâm), engin teslimiyetini ve derin kulluk şuurunu ortaya koyarak şu ibretlik cevabı vermiştir:
 

“–Ey Rahîme! Ben Rabbimin lütfuyla seksen yıl boyunca sıhhat, huzur ve refah içinde yaşadım. Şimdi ise hastalıkla geçen günlerim, o uzun yıllara nispetle çok azdır. Böylesi bir durumda Rabbime şikâyet etmekten hayâ ederim. O’nun ihsan ettiği nimetlere rıza gösterip şükrettiğim gibi, verdiği imtihanlara da sabretmeliyim. Zira ben Rabbimden daima hoşnudum.”

Bu sözler, rızânın ve sabrın en asil örneklerinden biri olarak dilden dile aktarılmıştır. Nitekim Hazret-i Eyyûb (aleyhisselâm), uzun süre sabırla dayandıktan sonra yalnızca şu kısa dua ile Rabbine yönelmiştir:

“Rabbim! Bana bu dert dokundu. Sen merhametlilerin en merhametlisisin.” (Enbiyâ Sûresi, 83)

Cenâb-ı Hak, bu samimi yakarış üzerine kullarına rahmetinin bir nişanesi olarak Eyyûb (aleyhisselâm)’a şifâ ihsan etti. Ona yeniden sıhhat verdi, malını ve evlâtlarını kat kat fazlasıyla geri bağışladı.

Kur’ân-ı Kerîm’de, bu örnek tavrından dolayı Hazret-i Eyyûb (aleyhisselâm) için:

“O ne güzel bir kuldu!” (Sâd Sûresi, 44) buyrularak sabır ve teslimiyetinin yüceliğine işaret edilmiştir.

Sabır ve Rızâda Bir Numune

Hazret-i Eyyûb’un kıssası, müminler için yalnızca bir tarih hatırası değil, her çağda yol gösterici bir rehberdir. Çünkü gerçek kulluk; nimetlere şükürle sevinmek, musibetlere sabırla direnmek ve her hâlükârda Allah’ın takdirine rızâ göstermektir.

Hayat, iniş çıkışlarla doludur. İnsan kimi zaman bollukla, kimi zaman darlıkla imtihan edilir. Kimine sağlık, kimine hastalık; kimine servet, kimine yokluk verilir. İşte asıl mesele, bütün bu hâllerde gönlün Rabbine bağlı kalabilmesidir.

Hazret-i Eyyûb (aleyhisselâm)’ın sabrı, rızâsı ve duası, bugün de kalplere şu mesajı fısıldamaktadır:
“Allah’tan gelen her şey hayırdır. Nimet de imtihan, musibet de imtihandır. Öyleyse O’na gönülden teslim ol, sabır ve şükürle yoluna devam et.”

Hz. Adem (a.s.) Kimdir?

Hz. Zülkarneyn (a.s.) Kimdir?

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.