Müslümanların hayatında dualar büyük bir öneme sahiptir. Belirli zamanlarda yapılan dualar, iç huzuru sağlamakta ve sıkıntılardan kurtulmaya yardımcı olmaktadır. Tahiyyat suresi, İslam'ın ilk dönemlerinde, Mekke'de vahiy edilmiştir. Bu sure, namazda okunan önemli dualardan biri olarak, Müslümanların ibadetlerine derin bir anlam katmaktadır. Hz. Muhammed'e (s.a.v) ilk vahiyler geldiğinde, Müslüman toplumu içinde oluşan ibadet şekilleriyle birlikte bu dua da geliştirilmiştir. Namazın temel unsurlarından biri olarak, toplumsal birlik ve bağlılığı güçlendiren bir işlev üstlenir.

Nasr suresinin Medine döneminde çıktığı rivayet edilmektedir. Kur'an-ı Kerim'de 110. sırada yer alır. Bunu ezberleyerek namazlarda Zami Suresi olarak okunabilmektedir. Nasr Suresi'nin genel teması Allah'ın İslam'a ve Hz. Muhammed'e verdiği zaferdir. Ayrıca fetihten sonra insanların toplu olarak İslam'a nasıl geçtiklerinden de bahsedilmektedir. Nasr Suresi zafer ve yardım demektir. Allah'ın Peygamberimize zafer müjdesini verdiği sure, İslam dünyasında çok önemli bir yere sahiptir. Zafer müjdesi ve ardından gelen zaferlerle birlikte İslam, tüm dünyaya yayılmaya başlamıştır. Bu bağlamda İslam tarihçileri ve alimleri Nasr Suresi'ni büyük önem taşımaktadır.

Tebbet suresi, Kur'an-ı Kerim'in 111. suresi olup, 30. cüzde, yani son cüzde yer almaktadır. Mekke döneminde inmiştir. 5 âyettir. “Tebbet”, kurusun, kahrolsun demektir. Bu surede, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) amcası Ebu Leheb ve onun eşi, Peygamberimize karşı sergiledikleri düşmanca tutumlar nedeniyle eleştirilmektedir. Ebu Leheb’in, servet ve gücüne güvenerek İslam'a karşı yürüttüğü saldırgan tavırların, nihayetinde ona ve eşine getireceği acı son vurgulanmaktadır.

Kur'an-ı Kerim'in son iki suresi olan Nas ve Felak Suresi, "Muavvizeteyn" yani sığınma sureleri olarak bilinir. Nas Suresi, adını ilk ayetinde geçen "birabbinnâs" ifadesindeki "nas" kelimesinden alır. "Nas" kelimesi, "insanlar" anlamına gelmektedir. Nas ve Felak surelerinin genel teması, başımıza gelebilecek her türlü kötülüğe karşı Allah'a sığınmak ve O'nun yarattıklarının şerrinden korunmayı dile getirmektir. Bu surelerde, kötü niyetli cinlerden, şeytanlardan ve haset eden insanlardan yalnızca Allah'a sığınmamız gerektiği vurgulanmaktadır. Zira gökyüzünü, yeryüzünü ve bunlar arasındaki her şeyi yaratan Allah'tır. O, bir ve tektir; tüm kötülüklerden koruyan da yalnızca O'dur.

Kureyş Suresi, Mekke döneminde indirilmiş olup toplamda 4 ayetten oluşmaktadır. Bu sure, adını birinci ayette geçen "Kureyş" kelimesinden alır ve "Li-îlâfi Kureyşin" ismiyle de bilinir. Surenin konusunu, Kureyş’e Cahiliye döneminde tanınan ticari imtiyazlar, güvenlik, istikrar ve zenginlik gibi nimetler oluşturmaktadır. Bu bağlamda, nimetlere şükretmenin ve Allah’a kulluk etmenin önemine vurgu yapılmaktadır. Kureyş Suresi'nin okunuşu, bu surede Kureyş kavminin sahip olduğu ticari imtiyazlar ve nimetlere şükretmenin önemini etkili bir şekilde vurgular.

Nasr Suresi anlamı zafer ve yardım demektir. Allah'ın Peygamberimize zafer müjdesini verdiği sure, İslam dünyasında çok önemli bir yere sahiptir. Zafer müjdesi ve ardından gelen zaferlerle birlikte İslam, tüm dünyaya yayılmaya başlamıştır. Bu bağlamda İslam tarihçileri ve alimleri Nasr Suresi'nin Kur'an'ın 110. Suresi olduğunu iddia etmektedirler. Bu sure toplam üç ayetten oluşur ve Kur'an-ı Kerim'deki en kısa surelerden biridir. 603. sayfada başlıyor ve aynı sayfada bitiyor.

Suresi'nin ilk harfi 'Ya Sin' harfleriyle başladığından dolayı Sureye Yasin adı verilmiştir. Ya-Sin yazısı, surenin başında yer alan Mukataa yazılarından biridir. Bu karakterler belirsizdir ve farklı anlamlara (müteşabih) sahip olabilir. Bu mananın en kuvvetli yorumu "Ey insan!" çığlığıdır.

Kureyş suresi okumak maddi manevi bolluk ve bereket elde etmeyi mümkün kılar. Kureyş suresini okuyan kişiler bereket bulurlar. Kureyş suresi okumak şerlerden korur. Geçim sıkıntısına düşmekten korur. Bereket ve bolluk kapılarını açar. Bu sureyi okuyan kişiler fakirlik çekmez ve hayatları bereketli bir şekilde geçer. Bir ürünün üzerine 7 kez okunduğunda o ürün bereketlenir. Ayrıca, hastalıklara şifa kaynağıdır. Özellikle böbrek rahatsızlıkları için bu surenin her gün okunması tavsiye edilmektedir. Bu sure, vesveseye ve unutkanlığa karşı şifa kaynağıdır.

52 ayetten oluşan Kelam Suresi, Kur'an-ı Kerim'de 68. sırada yer almakta ve özellikle sınavlara girenler ve başarıya ulaşmak isteyenler tarafından çokça okunmaktadır. Kelam Suresi ismi, ilk ayetindeki Kalem kelimesinden gelir ve hem Türkçe hem de Arapça okunabilir. Kur'an-ı Kerim'de yazılı bir sure olduğundan okumadan önce abdest almak gerekir. Birçok konuda rehberlik sağlar ve dua etmek ve ilahi yardım istemek için okunabilir. Kalem Suresi Müslümanlara cenneti müjdeliyor. Hz. Muhammed'in peygamberliğini inkar edenlere delil olarak gönderilmiştir. İftiralara direnen ve yaşadıkları zorluklara direnen Müslümanlara, haksızlık yapanların acıklı akıbeti anlatılmıştır. Kalem suresi dinlemekte aynı etkileri vermektedir.

Mushaf sırasına göre 19., sûre sırasına göre ise 18. suredir. Maun Suresi'nden sonra ve Fir Suresi'nden önce Mekke'de nazil olmuştur. Onun Medine'ye çıktığına dair de bir rivayet vardır. Rivayete göre Kureyş, Peygamberimizden bir yıl kendi ilahlarına ibadet etmesini, bir yıl da kendi ilahlarına ibadet etmesini istemiştir. Peygamber şöyle dedi: ``Allah'a herhangi bir şeyi ortak koşmadan önce Allah'tan yardım isterim.'' Bunun üzerine Kureyş, ''İlahlarımızdan bazılarına saldırın (öpün ve dokunun) sonra sizi tasdik ederiz ve Allah'ınıza ibadet ederiz.'' dedi.