Zekat Ne Kadar Verilir? - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Zekat Ne Kadar Verilir?

20.09.2024

Zekat Ne Kadar Verilir?

Zekat, İslam'ın mali ibadetlerinden biridir ve yıllık olarak mal varlığının belirli bir kısmının ihtiyaç sahiplerine verilmesini gerektirir. Zekat ne kadar verilir? Sorusuna cevap vermemiz gerekirse aşağıdaki gibi özetlenmiştir:

Kâr amacıyla alınıp satılan mallara “ticaret malları” denir. 80.18 gr. altın değerinde ticaret malına sahip olan kişilerin, nisab miktarı mala sahip olmasının üzerinden bir yıl geçmesi takdirinde, kırkta bir (% 2,5) oranında zekâtını vermesi gerekmektedir. Zekât, diğer şartlarla birlikte, hakikaten veya hükmen elde mevcut bulunup ve üzerinden bir yıl geçen maldan verilmektedir. İleride sağlanması muhtemel artışlar zekâtın hesaplanmasında dikkate alınmaz. Ticaret malları için de aynı ilke geçerlidir. Ticaret malının zekâtı verilirken, satıldığı takdirde elde edilecek olan kâr dikkate alınmadan sanki malın aynısından (bizzat kendisinden) zekât veriliyormuş gibi zekâtın verileceği tarihteki maliyet değeri esas alınmalıdır.

Zekatın Önemi

İslam dininde toplumun huzur ve mutluluğuna büyük bir önem verilmiştir. Birtakım esaslar kabul görmüştür bu amacı gerçekleştirmek için. Bu esaslardan biri, konumuz olan zekâttır. Kısacası zekatın önemi nedir bundan bahsedeceğiz. Zekât, dini ölçülere göre zengin olan Müslüman kişilerin yılda bir kez malının ve parasının kırkta birini fakir olan Müslümanlara vermesi olarak tanımlanır.

Kur'an-ı Kerim'de namazla birlikte 37 yerde geçer zekât. Zekâtın bu denli vurgulanması, onun dinimizde büyük önem taşıdığını gösteren bir durumdur. Zekât, kişilerin isteğine bırakılan bir durum değil, fakirin hakkı ve zenginin yerine getirmesi gerekli görülen bir ibadet olarak emredilmiştir. Özetle, zekat, sadece maddi yardım sağlamakla kalmaz, aynı zamanda manevi ve toplumsal birçok fayda sağlar. Bu ibadet, hem bireysel arınma hem de toplumsal denge ve huzurun sağlanmasına önemli katkıda bulunur.

 

 

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.