Süleyman B. Yesar (r.a.) Kimdir? - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Süleyman B. Yesar (r.a.) Kimdir?

18.09.2025

İslam ilim geleneğinde önemli bir yere sahip olan Süleyman b. Yesâr (r.a.), hicrî 34 (654) yılında dünyaya geldi. Aslen İranlı olan Yesâr’ın oğullarından biridir. Kaynaklarda Ebû Abdurrahman ve Ebû Abdullah künyeleriyle de anılmıştır. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hanımı Hz. Meymûne (r.anha)’nın azatlısı olması sebebiyle sahâbe çevresine yakın bir hayat sürmüştür.

Medine’de yetişen büyük tâbiînden olup, “Fukahâ-i Seb‘a” yani Medine’nin yedi meşhur fakihinden biri olarak kabul edilir. İlmî otoritesi ve takvâsı ile tanınmış, fıkıh ve hadis alanında derin bir birikime sahip olmuştur. Ebû Hureyre, İbn Abbas, İbn Ömer (r.anhum), Hz. Âişe ve Hz. Seleme (r.anhuma) gibi sahâbîlerden hadis rivayet etmiştir. Rivayetleri güvenilir bulunmuş, sonraki nesillere aktarılarak İslam ilim mirasına katkı sağlamıştır.

Tabakat âlimi İbn Sa’d, onun hakkında “Süleyman güvenilir, âlim, faziletli, fakih ve muhaddis bir zattır” diyerek ilmi ve şahsiyetini övmüştür. Hicrî 109 (727) yılında, yetmiş üç yaşında vefat eden Süleyman b. Yesâr (r.a.), tâbiînin en önde gelen isimlerinden biri olarak anılmaya devam etmektedir.

Süleyman B. Yesâr ve Hadis Bilimindeki Önemi

Süleymân’ın yetiştiği tarihî zemin ve ilmî çevreye değinilmekte; ayrıca mevâlînin hadis ilmine katkıları üzerinde durulmakta ve Süleymân b. Yesâr adıyla anılan diğer şahıslar hakkında açıklayıcı bilgiler sunulmaktadır.

Birinci bölümde, Süleymân b. Yesâr’ın biyografisi ayrıntılı olarak ele alınmakta; ailesi, şahsî özellikleri, ahlaki tavrı ve ilmî birikimi değerlendirilmiştir. Onun yaşantısının, dönemindeki ilmî hareketlilik ve Medine merkezli hadis geleneği üzerindeki etkisine işaret edilmiştir.

İkinci bölümde ise Süleymân b. Yesâr’ın hadis ilmindeki yeri üzerinde durulmaktadır. Bu bağlamda hocaları ve talebeleri, rivayet ettiği hadislerin içerik bakımından değerlendirilmesi, dönemin ulemâsının kendisi hakkındaki görüşleri ve Kütüb-i Tis’a’da yer alan rivayetlerinin sayısı ayrıntılı biçimde incelenmiştir. Ayrıca, bu rivayetlerin hadis ilminin gelişimindeki katkıları ortaya konulmuştur.

Cennete En Son Girecek Olan Peygamber Kimdir?

 

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.