İslam ilim geleneğinde önemli bir yere sahip olan Süleyman b. Yesâr (r.a.), hicrî 34 (654) yılında dünyaya geldi. Aslen İranlı olan Yesâr’ın oğullarından biridir. Kaynaklarda Ebû Abdurrahman ve Ebû Abdullah künyeleriyle de anılmıştır. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hanımı Hz. Meymûne (r.anha)’nın azatlısı olması sebebiyle sahâbe çevresine yakın bir hayat sürmüştür.
Medine’de yetişen büyük tâbiînden olup, “Fukahâ-i Seb‘a” yani Medine’nin yedi meşhur fakihinden biri olarak kabul edilir. İlmî otoritesi ve takvâsı ile tanınmış, fıkıh ve hadis alanında derin bir birikime sahip olmuştur. Ebû Hureyre, İbn Abbas, İbn Ömer (r.anhum), Hz. Âişe ve Hz. Seleme (r.anhuma) gibi sahâbîlerden hadis rivayet etmiştir. Rivayetleri güvenilir bulunmuş, sonraki nesillere aktarılarak İslam ilim mirasına katkı sağlamıştır.
Tabakat âlimi İbn Sa’d, onun hakkında “Süleyman güvenilir, âlim, faziletli, fakih ve muhaddis bir zattır” diyerek ilmi ve şahsiyetini övmüştür. Hicrî 109 (727) yılında, yetmiş üç yaşında vefat eden Süleyman b. Yesâr (r.a.), tâbiînin en önde gelen isimlerinden biri olarak anılmaya devam etmektedir.
Süleymân’ın yetiştiği tarihî zemin ve ilmî çevreye değinilmekte; ayrıca mevâlînin hadis ilmine katkıları üzerinde durulmakta ve Süleymân b. Yesâr adıyla anılan diğer şahıslar hakkında açıklayıcı bilgiler sunulmaktadır.
Birinci bölümde, Süleymân b. Yesâr’ın biyografisi ayrıntılı olarak ele alınmakta; ailesi, şahsî özellikleri, ahlaki tavrı ve ilmî birikimi değerlendirilmiştir. Onun yaşantısının, dönemindeki ilmî hareketlilik ve Medine merkezli hadis geleneği üzerindeki etkisine işaret edilmiştir.
İkinci bölümde ise Süleymân b. Yesâr’ın hadis ilmindeki yeri üzerinde durulmaktadır. Bu bağlamda hocaları ve talebeleri, rivayet ettiği hadislerin içerik bakımından değerlendirilmesi, dönemin ulemâsının kendisi hakkındaki görüşleri ve Kütüb-i Tis’a’da yer alan rivayetlerinin sayısı ayrıntılı biçimde incelenmiştir. Ayrıca, bu rivayetlerin hadis ilminin gelişimindeki katkıları ortaya konulmuştur.
Cennete En Son Girecek Olan Peygamber Kimdir?