Peygamber Nedir? Kökeni, Anlamı ve Dinlerdeki Yeri - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Peygamber Nedir? Kökeni, Anlamı ve Dinlerdeki Yeri

03.09.2025

Peygamber kavramı, insanlık tarihi boyunca farklı kültürlerde ve dinlerde önemli bir yere sahip olmuştur. Genel anlamıyla peygamber; Tanrı tarafından insanlara mesaj iletmek, dini öğretiyi yaymak veya toplumu doğru yola davet etmek için görevlendirildiğine inanılan kişidir.

Peygamber Kelimesinin Kökeni

Peygamber sözcüğü Türkçeye Farsçadan geçmiştir. Farsça kökenli bu terim, İslam dininde önemli bir yere sahiptir. Kökeninde peyam yani “haber” kelimesi bulunmaktadır. Bu bağlamda, peygamber kelimesi, bir tür haberci anlamına gelir. Peygamberler, Tanrı'nın mesajlarını insanlara ileten, dini öğretileri yayma görevini üstlenen önemli figürlerdir. Dinler tarihinde, peygamberlik kavramı, toplumsal ve ahlaki değerlerin aktarılmasında kritik bir rol oynamıştır. Farklı kültürlerdeki peygamberlik anlayışları, insanlık tarihinin çeşitli dönemlerinde derin etkiler bırakmıştır.

  • Resul (رسول): Arapça kökenli olup “elçi” demektir.
  • Nebi (نبي): Arapçada “haber” kökünden türemiştir ve yine “haberci” anlamını taşır.
  • Yalvaç: Eski Türkçede peygamber karşılığı olarak kullanılan yerli bir sözcüktür.

Peygamberlik İnancının Tarihsel Arka Planı

En eski toplumlarda bile tanrısal buyruklarla yazılmış kitabeler, yasalar ve öğretiler vardı. Bu uygulamalar, ilahi iradenin toplumsal düzeni sağlamadaki rolünü gösterir. İnsanlar, evrenin düzeninin arkasında bir güç olduğuna inanarak, bu güçten gelen mesajların toplumsal hayatta nasıl uygulanacağına dair öğretiler geliştirdiler. Zamanla, bu ilhamın belirli, seçilmiş kişiler aracılığıyla insanlara ulaştırıldığına inanıldı. Bu kişiler, halklarıyla iletişim kurarak, tanrının mesajlarını ve emirlerini iletmekle görevlendirildiler. İşte bu kişiler peygamber olarak kabul edildi ve onların öğretileri, toplumsal yaşamın temel taşlarını oluşturdu.

İbrahimî Dinlerde Peygamberlik

Peygamberlik inancı özellikle Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam dinlerinde merkezî bir konumdadır. Bu dinler, Tanrı'nın insanlara mesajlarını iletmek için seçtiği özel kişileri kabul ederler. Peygamberler, bu dinlerde Tanrı'nın iradesini temsil eden ve insanlara yol gösteren figürlerdir. Örneğin, Yahudilikte Musa, Hristiyanlıkta İsa ve İslamda Muhammed, bu dinlerin temel peygamberleri arasında yer alır. Her bir İbrahimî din, peygamberlik kavramını farklı bir perspektiften ele almasına rağmen, hepsinde ortak bir inanç ve saygı bulunmaktadır. Peygamberler, toplumsal düzenin sağlanmasında ve ahlaki değerlerin aktarılmasında önemli bir rol üstlenmişlerdir. 

Yahudilikte Peygamber

Yahudilikte peygamberler, Tanrı’nın elçileri olarak görülür. Bu peygamberler, Tanrı'nın mesajlarını insanlara iletmekle görevli kişiler olarak kabul edilir. Yahudi inancında, Tanah’ta bahsi geçen birçok dini şahsiyet, peygamber değil, daha çok din büyüğü olarak anılır.  Ancak Yahudilikte İsa, Mesih olarak kabul edilmez. İsa'nın, Yahudi inancına göre beklenen Mesih olduğu düşüncesi, Yahudi geleneği ile çelişir. İslam dininin peygamberi olan Muhammed de Yahudi inancında peygamber sayılmaz. 

Hristiyanlıkta Peygamber

Hristiyanlıkta İsa, “Oğul” olarak kabul edilir ve en önemli dini figürdür. Hristiyanlar, İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğuna ve insanlık için kurtuluşu sağladığına inanır. Bu inanç, Hristiyanlığın temel taşlarından biridir. Hristiyanlıkta, diğer dinlerdeki peygamber anlayışının aksine, İsa dışında başka bir peygamber yoktur; bu nedenle Muhammed peygamber kabul edilmez. İncil, Hristiyanların kutsal kitabıdır ve Hristiyanlar tarafından, vahiy yoluyla değil, havarilerin Tanrısal ilhamla yazdığı kitaplar olarak kabul edilir. İncil, İsa'nın hayatını, öğretilerini ve Tanrı ile insanlık arasındaki ilişkiyi anlatan önemli bir kaynak olarak görülmektedir.

İslam’da Peygamber

İslam'a göre peygamberler, Allah'ın insanlara gönderdiği elçilerdir. Kur'an'da 25 peygamberin adı geçer. Bu kutsal metinde, Bunlar arasında Âdem, Nuh, İbrahim, Musa, Davud, İsa ve Muhammed öne çıkar. İslam inancında peygamberler günahsız kabul edilir ve onlar insanlara doğru yolu göstermekle görevlendirilmiştir. Her topluluğa peygamber gönderildiğine inanılır, böylece Allah'ın mesajı tüm insanlığa ulaşmıştır. Hz. Muhammed, "Hatemü'l Enbiya" yani son peygamberdir. O'nunla peygamberlik zinciri tamamlanmıştır.

İslam'a göre peygamberlere indirilen 4 büyük kitap vardır: Tevrat – Musa, Zebur – Davud, İncil – İsa, Kur'an – Muhammed. Bu kitaplar, Allah'ın insanlara rehberlik için gönderdiği ilahi mesajları içerir. Müslümanlar için Kur'an, önceki kitapları doğrulayan ve tamamlayan son ilahi vahiydir.

Diğer Dinlerde Peygamberlik

Diğer dinlerde peygamberlik kavramı, İslam'daki gibi tanımlı ve belirgin bir yapıya sahip olmayabilir. Örneğin, Mormonluk geleneğinde, Joseph Smith ve onun ardılları olan kilise başkanları peygamber olarak kabul edilir; bu kişiler, Tanrı'nın mesajlarını insanlara iletme görevini üstlenmişlerdir. Buna karşılık, Bahailik inancında, Buda ve Krishna gibi figürler de peygamber olarak değerlendirilir. Bahailer, gelecekte yeni peygamberlerin ortaya çıkacağına ve insanların ruhsal gelişimine katkıda bulunacaklarına inanırlar. Asya ve Afrika dinlerinde ise, Hinduizm, Budizm veya yerel kabile dinleri gibi sistemlerde klasik anlamda bir "peygamber" kavramı bulunmamaktadır. 

Kadın Peygamberler

İslam'da kadın peygamberden söz edilmez. Kur'an-ı Kerim'de yalnızca erkek peygamberlerin isimleri ve hikayeleri anlatılmaktadır. İslami gelenekte, Allah'ın elçileri olarak sadece erkekler seçilmiş ve vahiy almışlardır. Bazı İslam alimlerince toplumsal liderlik ve tebliğ görevinin erkeklere verildiği şeklinde yorumlanmaktadır. Ancak Tevrat ve İncil'de Debora, Miryam, Hulda, Nadya ve Anna gibi isimler kadın peygamber olarak anılır. Yahudi ve Hristiyan geleneğinde "nebiye" (kadın peygamber) kavramı mevcuttur. Özellikle Eski Ahit'te, Debora hem peygamber hem de hakim olarak İsrailoğulları'na önderlik etmiştir. Miryam, Musa'nın kız kardeşi olarak vahiy aldığı kabul edilir. Bu da peygamberlik kavramının farklı dinlerde çeşitlilik gösterdiğini kanıtlar. Semavi dinlerde peygamberlik müessesesi ortak bir inanç esası olmakla birlikte, kadınların bu konumda olup olamayacağı hususunda farklı yaklaşımlar vardır. İslam geleneğinde resûl ve nebi kavramları daha spesifik tanımlanırken, diğer dinlerde peygamberlik daha geniş bir çerçevede ele alınmaktadır.

 
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.