Peygamber Efendimize Yapılan Büyü Nasıl Bozuldu? - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Peygamber Efendimize Yapılan Büyü Nasıl Bozuldu?

25.07.2025

Yahudi topluluğunun önde gelen isimleri, içten içe İslam’a düşmanlık besleyen ve sihir konusunda büyük bir yetkinliğe sahip olan Lebid bin A’sam’a gizlice yaklaştılar. Her ne kadar sözde Müslüman olduğunu ilan etmiş olsa da, kalbi nifakla doluydu ve hâlâ Yahudi çevreleriyle yakın ilişkilerini sürdürüyordu. Ona şu sözlerle seslendiler:

“Ey Lebid! İçimizde sihri en iyi bilen sensin. Muhammed, halkımız üzerinde büyük bir etki kurdu. Kadınlarımızı, erkeklerimizi etkiliyor, bizse buna engel olamıyoruz. O’nun dinimize karşı duruşunu, topluluğumuzdan kimleri sürgün ettiğini, kimlerin hayatına son verdiğini sen de biliyorsun. Artık harekete geçmenin zamanı geldi. Ona karşı sihrinle bir karşılık ver. Bize yaşattıklarının bedelini ödet.”

Bu görev karşılığında üç altın verdiler ve onu, Peygamber Efendimiz’e büyü yapmak üzere gizlice görevlendirdiler. Karanlık niyetlerini böylece gerçekleştireceklerini düşündüler.

Peygamber Efendimize Nasıl Büyü Yapıldı?

Peygamber Efendimize yapılan büyü olayı İslam tarihinde önemli bir hadisedir. Yahudi Lebid bin Asam, Peygamber Efendimize büyü yapmak için saçlarından birkaçtane tel etme yolları aradı. İstediğini alınca, bu saç tellerine düğümler attı, ve üfledi. Sonra saçları erkek hurmanın kurumuş çiçek kapcığının içine koydu ve götürüp Zervan kuyusuna kuyunun içindeki taşın altına yerleştirdi. Lebid, büyü yaptıktan sonra, Resulullah hastalandı ve bedeni zayıf düşmeye başladı. Gözlerinin feri azaldı ve günden güne durumu kötüleşti. Bu hastalık günler sürdü ve Peygamberimiz adeta yemeden içmeden kesilmiştir.

Peygamber Efendimize Yapılan Büyü Nasıl Bozuldu?

Allah, Peygamber Efendimize yapılan büyününü kim tarafından ve nasıl yapıldığı nereye gizlendiğini gösterdi. Cebrail (a.s.) aracılığıyla durumu bildirince, Allah Resulu hemen harekete geçti ve Hazreti Ali ile Ammar Zervan kuyusuna gönderdi. Kuyuya vardıklarında gördükleri manzara olağanüstüydü; kuyu suyu kına rengine dönmüş, etraftaki yanındaki hurma ağaçlarının başları da şeytan başı gibi olmuştu. Hazreti Ali ve Ammar, görevlerini yerine getirmek için hemen işe koyuldular. İlk olarak kuyudaki suyu çekip boşalttılar. Ardından kuyunun dibindeki basamak taşını kaldırdılar ve sihri buldular. Bulunan büyü malzemeleri arasında içinde düğümler olan bir ip, tarakta kalan saçlar ve hurma lifi üzerine yerleştirilmiş iğneler vardı. Büyü çözüldükten sonra Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sağlığına kavuştu ve kendisine büyü yapanların kim olduğunu bilmesine rağmen onlara karşı herhangi bir intikam girişiminde bulunmadı.

Büyü ile İlgili Hadisler

Büyü ve sihir, İslam dininde kesinlikle yasaklanmış ve büyük günahlar arasında sayılmaktadır. Hazret-i Nebî -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir gün şöyle buyurdu: "−Yedi helâk edici şeyden sakının!" Bu yedi şeyin ne olduğunu merak eden Sahâbîler, "−Ey Allâh'ın Resûlü! Bunlar nedir?" diye sordular. Bunun üzerine Fahr-i Kâinât Efendimiz: "−Allâh'a ortak koşmak, sihir yapmak, Allâh'ın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmek, fâiz yemek, yetim malı yemek, savaş alanından kaçmak ve namuslu, masum kadınlara zina isnadı yapmaktır." dedi. (Buhârî, Vasâyâ, 23; Müslim, Îman, 145)

İslam bilgeleri, büyünün farklı çeşitleri bulunduğunu ifade etmişlerdir. Bunlardan biri de Bağlama Büyüsü'dür. Bu tür bir büyü ile insanların arasının açılması veya kişilerin birbirine bağlanma çabası söz konusudur. Bu bağlamda Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-, diğer hadislerinde şöyle buyurmuştur: "Kim bir düğüm atar ve üzerine üflerse sihir yapmış sayılır. Kim sihir yaparsa şirke düşer..." (Nesâî, Tahrîm, 19). Bu hadis, büyü yapmanın şirke yol açacak kadar tehlikeli bir günah olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. Müslümanlar, büyü ve büyüden uzak durmalıdırlar.

Büyü Bozma Duası

Büyü bozma duası, Tarih boyunca, insanlar kötü niyetli büyü ve nazardan korunmak için çeşitli dualara başvurmuşlardır. İslam geleneğinde, büyü bozma konusunda en etkili duaların başında Muavvizeteyn olarak bilinen Felak ve Nas sureleri gelir. Bu sureler, Hz. Muhammed'in hayatında da önemli bir yere sahiptir.

Rivayete göre, Hz. Muhammed'e bir Yahudi tarafından büyü yapılmıştı ve bu büyü, onu hasta etmişti. Cebrail (a.s.) ona gelerek Felak ve Nâs sûrelerini getirdi. Her bir âyeti okudukça bir düğüm çözülüyordu. En son düğüm çözüldüğü zaman, Peygamber Efendimiz, bağdan kurtulmuş gibi açılıverdi. 

Günümüzde de büyü bozma ritüellerinde Felak ve Nas sureleri önemli bir yer tutar. Bu surelerin okunması, büyünün etkisini kırmak ve kişiyi korumak için yapılır. Ayrıca, Ayet-el Kürsi, İhlas Suresi ve Fatiha Suresi de büyü bozma dualarında sıklıkla kullanılır. İslam inancına göre, Allah'a sığınmak ve O'nun korumasını istemek, her türlü kötülükten korunmanın en etkili yoludur.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.