Yahudi topluluğunun önde gelen isimleri, içten içe İslam’a düşmanlık besleyen ve sihir konusunda büyük bir yetkinliğe sahip olan Lebid bin A’sam’a gizlice yaklaştılar. Her ne kadar sözde Müslüman olduğunu ilan etmiş olsa da, kalbi nifakla doluydu ve hâlâ Yahudi çevreleriyle yakın ilişkilerini sürdürüyordu. Ona şu sözlerle seslendiler:
“Ey Lebid! İçimizde sihri en iyi bilen sensin. Muhammed, halkımız üzerinde büyük bir etki kurdu. Kadınlarımızı, erkeklerimizi etkiliyor, bizse buna engel olamıyoruz. O’nun dinimize karşı duruşunu, topluluğumuzdan kimleri sürgün ettiğini, kimlerin hayatına son verdiğini sen de biliyorsun. Artık harekete geçmenin zamanı geldi. Ona karşı sihrinle bir karşılık ver. Bize yaşattıklarının bedelini ödet.”
Bu görev karşılığında üç altın verdiler ve onu, Peygamber Efendimiz’e büyü yapmak üzere gizlice görevlendirdiler. Karanlık niyetlerini böylece gerçekleştireceklerini düşündüler.
Peygamber Efendimize yapılan büyü olayı İslam tarihinde önemli bir hadisedir. Yahudi Lebid bin Asam, Peygamber Efendimize büyü yapmak için saçlarından birkaçtane tel etme yolları aradı. İstediğini alınca, bu saç tellerine düğümler attı, ve üfledi. Sonra saçları erkek hurmanın kurumuş çiçek kapcığının içine koydu ve götürüp Zervan kuyusuna kuyunun içindeki taşın altına yerleştirdi. Lebid, büyü yaptıktan sonra, Resulullah hastalandı ve bedeni zayıf düşmeye başladı. Gözlerinin feri azaldı ve günden güne durumu kötüleşti. Bu hastalık günler sürdü ve Peygamberimiz adeta yemeden içmeden kesilmiştir.
Allah, Peygamber Efendimize yapılan büyününü kim tarafından ve nasıl yapıldığı nereye gizlendiğini gösterdi. Cebrail (a.s.) aracılığıyla durumu bildirince, Allah Resulu hemen harekete geçti ve Hazreti Ali ile Ammar Zervan kuyusuna gönderdi. Kuyuya vardıklarında gördükleri manzara olağanüstüydü; kuyu suyu kına rengine dönmüş, etraftaki yanındaki hurma ağaçlarının başları da şeytan başı gibi olmuştu. Hazreti Ali ve Ammar, görevlerini yerine getirmek için hemen işe koyuldular. İlk olarak kuyudaki suyu çekip boşalttılar. Ardından kuyunun dibindeki basamak taşını kaldırdılar ve sihri buldular. Bulunan büyü malzemeleri arasında içinde düğümler olan bir ip, tarakta kalan saçlar ve hurma lifi üzerine yerleştirilmiş iğneler vardı. Büyü çözüldükten sonra Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sağlığına kavuştu ve kendisine büyü yapanların kim olduğunu bilmesine rağmen onlara karşı herhangi bir intikam girişiminde bulunmadı.
Büyü ve sihir, İslam dininde kesinlikle yasaklanmış ve büyük günahlar arasında sayılmaktadır. Hazret-i Nebî -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir gün şöyle buyurdu: "−Yedi helâk edici şeyden sakının!" Bu yedi şeyin ne olduğunu merak eden Sahâbîler, "−Ey Allâh'ın Resûlü! Bunlar nedir?" diye sordular. Bunun üzerine Fahr-i Kâinât Efendimiz: "−Allâh'a ortak koşmak, sihir yapmak, Allâh'ın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmek, fâiz yemek, yetim malı yemek, savaş alanından kaçmak ve namuslu, masum kadınlara zina isnadı yapmaktır." dedi. (Buhârî, Vasâyâ, 23; Müslim, Îman, 145)
İslam bilgeleri, büyünün farklı çeşitleri bulunduğunu ifade etmişlerdir. Bunlardan biri de Bağlama Büyüsü'dür. Bu tür bir büyü ile insanların arasının açılması veya kişilerin birbirine bağlanma çabası söz konusudur. Bu bağlamda Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-, diğer hadislerinde şöyle buyurmuştur: "Kim bir düğüm atar ve üzerine üflerse sihir yapmış sayılır. Kim sihir yaparsa şirke düşer..." (Nesâî, Tahrîm, 19). Bu hadis, büyü yapmanın şirke yol açacak kadar tehlikeli bir günah olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. Müslümanlar, büyü ve büyüden uzak durmalıdırlar.
Büyü bozma duası, Tarih boyunca, insanlar kötü niyetli büyü ve nazardan korunmak için çeşitli dualara başvurmuşlardır. İslam geleneğinde, büyü bozma konusunda en etkili duaların başında Muavvizeteyn olarak bilinen Felak ve Nas sureleri gelir. Bu sureler, Hz. Muhammed'in hayatında da önemli bir yere sahiptir.
Rivayete göre, Hz. Muhammed'e bir Yahudi tarafından büyü yapılmıştı ve bu büyü, onu hasta etmişti. Cebrail (a.s.) ona gelerek Felak ve Nâs sûrelerini getirdi. Her bir âyeti okudukça bir düğüm çözülüyordu. En son düğüm çözüldüğü zaman, Peygamber Efendimiz, bağdan kurtulmuş gibi açılıverdi.
Günümüzde de büyü bozma ritüellerinde Felak ve Nas sureleri önemli bir yer tutar. Bu surelerin okunması, büyünün etkisini kırmak ve kişiyi korumak için yapılır. Ayrıca, Ayet-el Kürsi, İhlas Suresi ve Fatiha Suresi de büyü bozma dualarında sıklıkla kullanılır. İslam inancına göre, Allah'a sığınmak ve O'nun korumasını istemek, her türlü kötülükten korunmanın en etkili yoludur.