Nasr Suresi Okunuşu - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Nasr Suresi Okunuşu

02.10.2024

Nasr Suresi Okunuşu

İza cae nasrullahi velfeth. Veraeytennase yedhulune fiy diynillahi efvace. Fesebbıh bihamdi rabbike vestağfirh* innehu kane tevvaba.

Nasr suresi meali

Allah'ın yardımı ve fetih (Mekke fethi) geldiğinde ve insanların bölük bölük Allah'ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamd ederek tespihte bulun ve O'ndan bağışlama dile. Çünkü O tövbeleri çok kabul edendir.

Nasr suresi konusu

Nasr suresinin Medine döneminde çıktığı rivayet edilmektedir. Kur'an-ı Kerim'de 110. sırada yer alır. Bunu ezberleyerek namazlarda Zami Suresi olarak okunabilmektedir. Nasr Suresi'nin genel teması Allah'ın İslam'a ve Hz. Muhammed'e verdiği zaferdir. Ayrıca fetihten sonra insanların toplu olarak İslam'a nasıl geçtiklerinden de bahsedilmektedir. Nasr Suresi zafer ve yardım demektir. Allah'ın Peygamberimize zafer müjdesini verdiği sure, İslam dünyasında çok önemli bir yere sahiptir. Zafer müjdesi ve ardından gelen zaferlerle birlikte İslam, tüm dünyaya yayılmaya başlamıştır. Bu bağlamda İslam tarihçileri ve alimleri Nasr Suresi'ni büyük önem taşımaktadır.

 Nasr Suresi Kur'an-ı Kerim'in 110. suresidir. Bu sure toplam üç ayetten oluşur ve Kur'an-ı Kerim'deki en kısa surelerden biridir. 603. sayfada başlıyor ve aynı sayfada bitiyor. Toplamda üç ayetten oluşan Nas Suresi, MS 620 yılında nazil olmuştur. Nasr Suresi, hikmeti ve gizemi nedeniyle ilim adamlarının en çok zikrettiği surelerden biridir. Peygamber Efendimiz'in bize Nasr Suresi'ni her gün okumamızı söylemesi, bu surenin pek çok hikmet ve sır içerdiğini göstermektedir. Alimler Nasr Suresi'ni okuyan kimsenin şifaya kavuşacağını ve düşmanlarının musibetlerinden kurtulacağını belirtmişlerdir. Bu yüzden Nasr suresini okumak kişiyi her türlü beladan koruyacağına inanılmaktadır.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.