Miraç Kandilinde Oruç Tutmanın Faziletleri - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Miraç Kandilinde Oruç Tutmanın Faziletleri

07.11.2024

Miraç Kandili, kıymetli Peygamberimiz (S.A.V) için önemli bir dönüm noktası teşkil eden, Allah-u Teala ile gerçekleştirdiği kutsal yolculuğun adıdır. Bu özel gece, Müslümanlar için manevi bir huzur bulma ve derin bir bağ kurma fırsatı sunmaktadır. Miraç, yalnızca fiziksel bir seyahat olmanın ötesinde, bireyin kendi semasına, yani kalbine ve iç dünyasına yönelik bir yolculuk anlamına da gelmektedir. Miraç Kandili, bireylerin ruhsal bir arınma ve kendini yenileme sürecine girmeleri için bir vesile teşkil etmektedir. Müslüman toplumu, bu geceyi ibadet ve dua ile değerlendirerek, Allah’a olan yakınlıklarını artırmayı ve manevi huzuru elde etmeyi hedeflemektedir. Miraç Kandili, sosyal dayanışma ve paylaşımın ön plana çıktığı bir dönemdir; bu süreç, toplumsal bağların güçlenmesine ve bireylerin bir araya gelerek dualarını birleştirmelerine imkan tanımaktadır. Bu gecenin sunduğu manevi atmosfer Müslümanların kalplerinde sevgi, hoşgörü ve birlik duygularını pekiştirerek, dini hayatlarına derin bir anlam katmaktadır.

Miraç Kandilinde Oruç Tutulur Mu?

Recep-i Şerif ayının 27. gecesi kutlanacak olan Miraç Kandili'nde oruç tutmanın büyük bir fazilet ve sevap taşıdığı kabul edilmektedir. Bu müstesna gecenin manevi ikliminde, Müslümanlar için ibadetlerini derinleştirme ve Allah’a daha da yaklaşma imkanı sunulmaktadır. Oruç, bireyin nefsini terbiye etmesi ve ruhsal huzur elde etmesi açısından son derece önemli bir eylem olarak değerlendirilmektedir.

Özellikle, Peygamber Efendimiz (S.A.V) tarafından belirtilen hadislerde bu gecenin önemi üzerinde ısrarla durulmuştur. Peygamberimiz, “Recep, Allah’ın ayıdır; Şaban, benim ayımdır; Ramazan ise ümmetimin ayıdır” buyurarak, bu ayların her birinin kendine has bir manevi değeri olduğunu vurgulamıştır.

Miraç Kandilinde Oruç Tutmanın Fazileti

İslam dininde Miraç Kandili'nde oruç tutmanın fazileti, Peygamber Efendimiz (S.A.V) tarafından aktarılan hadislerle Müslümanlara ulaştırılmıştır. Bu özel gecenin manevi atmosferinde, ibadetlerin ve duaların kabul edileceğine dair inanç, Müslümanların bu geceyi daha da değerli kılma gayretlerini artırmaktadır. Enes (r.a) tarafından rivayet edilen bir hadis-i şerifte, Rasulullah (S.A.V) şu şekilde ifade etmiştir: “Recep ayında bir gece bulunmaktadır ki, o geceyi ihya edenin, yüz yıllık sevapları yazılır. Bu gece, Recep ayının sona ermesine üç gece kala meydana gelmektedir.” Bu sözler, Miraç Kandili'nin önemini vurgulamakta ve oruç tutmanın yanı sıra diğer ibadetlerin sevabının büyüklüğünü gözler önüne sermektedir.

Bir Müslüman’ın 27. gecesini namaz, istiğfar, tesbih ve dua ile değerlendirmesinin ardından oruç tutması, bir ibadet olarak kabul edilmekte olup, bu durumun sevabının büyük olduğuna işaret etmektedir. Bu mesele, Müslümanların ibadetlerini ihmal etmemeleri ve bu mübarek geceden en verimli şekilde istifade etmeleri gerektiğini vurgulamaktadır. İbadetlerin, özellikle oruç tutmanın, manevi bir derinlik ve huzur sağladığı inancı, Müslüman toplumu bir arada tutan önemli bir unsurdur. Miraç Kandili vesilesiyle gerçekleştirilen ibadetler, yalnızca bireysel bir kazanç değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın bir örneğini teşkil etmektedir.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.