Kurban Bağışında Vekalet Nasıl Verilir? - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Kurban Bağışında Vekalet Nasıl Verilir?

22.01.2025

Kurban, Allah'ın rızasını kazanmak, O'na yaklaşmak ve ihtiyaç sahiplerine ulaşmak maksadıyla ifa edilen bir ibadettir. Hac ve zekat gibi mal ile yapılan ibadet çeşitlerinden biri olan kurban, kişilerin maddi durumlarına göre bir hayırseverlik ve yardımlaşma aracı olarak da değerlendirilmektedir. Kurban vekaleti ise bireylerin fiziksel olarak kurban kesme imkânı bulamadıkları durumlarda ibadeti gerçekleştirmek için başvurdukları bir yöntemdir. Dünyanın dört bir yanında ihtiyaç sahibi insanlara ulaşmak mümkün hale gelmektedir. Vekalet yoluyla yapılan kurban organizasyonları  yerel ve uluslararası düzeyde düzenlenmekte, böylece bireyler kendi kurbanlarını kesmeden de bu önemli ibadeti yerine getirebilmektedir. 

Kurban Vekâleti Verirken ve Alırken Ne Söylenmeli?

Kurban vekaleti vermek isteyen kişi, bu önemli ibadeti gerçekleştirmek için bir vekil tayin etme sürecinde dikkatli olmalıdır. İlk olarak, vekilini belirlerken güvenilir ve bu konuda deneyimli birini seçmelidir. Ardından, vekil tayin ederken net bir şekilde ifade etmesi gereken sözler vardır: "Seni kurbanımı kesmeye, kestirmeye ve kurbanla ilgili işleri yapmaya ve yaptırmaya vekil tayin ettim." Bu cümle, vekilin sorumluluklarını açıkça belirler ve kurban ibadetinin doğru bir şekilde yerine getirilmesi için gerekli hukuki temeli oluşturur.

Kurban Vekâleti Nasıl Verilir?

Kurban bağışı için vekalet verme işlemi hem sözlü hem de yazılı olarak yapılabilir. Sözlü vekalet verirken vekil olarak belirlenen kişiye, “Seni kurbanımı kesmek, kestirmek ve kurbanla ilgili işlemleri yapmakla görevlendiriyorum” ifadesi kullanılmalıdır. Bu ifadenin ardından vekil tayin eden kişi, kurbanı kendisi kesebilir ya da vekaletini başka bir kişi veya kuruluşa devredebilir. Bu duruma genel vekalet denir. Sözlü vekalet verme genellikle daha hızlı ve pratik bir yöntem olarak tercih edilir; ancak dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Öte yandan, yazılı vekâlet durumunda vekâlet veren kişi adına bir belge hazırlanır. Bu belgenin adı vekâletname olarak anılmaktadır. Belge üzerinde, vekâlet veren kişinin adı belirtilerek belirli bir kişi veya kuruluşa kurban kesme, kestirme ve kurbanla ilgili diğer işlemleri yapma ve yaptırma yetkisi verildiğine dair bilgiler yer almaktadır. Yazılı vekâlet, resmi bir belge olması nedeniyle vekaletin geçerliliğini artırır ve olası anlaşmazlıklara karşı bir koruma sağlar. 

Kurban Vekâleti Nasıl Alınır?

Kurban vekâleti almak, İslam’da önemli bir ibadet olan kurban kesimi için bir başkasına yetki tanımak anlamına gelir. Kurban vekâleti almak oldukça kısa niyet beyanlarıyla yapılabilir. Vekalet veren kişi kurban kesiminde vekil olarak belirleyeceği kişiye “Seni kurbanımızı kesmekle yetkilendirdim.” diyerek süreci başlatabilir. Vekaleti kabul eden kişinin ise “Kabul ettim.” demesi yeterlidir. Bu basit ifadeler, kurban kesim işleminin geçerliliği açısından yeterli kabul edilir. Kurban kesmeyi bilmeyenlerin, kurbanlarını başkalarına kestirmek istemeleri halinde kurbanı gerçekleştirecek kişiye “Allah rızası için bayram kurbanımı kesmeye seni vekil kıldım.” demesi yeterli olacaktır.

Eğer kurbanı başka bir kişi üstlenecekse, vekalet vermek yine de şarttır. Bu durumda ise kurbanı temin edecek kişi, vekil olarak atayacağı şahsına “Allah rızası için bayram kurbanımı almak, kestirmek ve kesmek üzere seni genel vekil olarak tayin ettim.” demelidir. Bu sözler, vekaletin kapsamını netleştirir ve alınacak kurbanın tüm süreçleri için geçerlidir. Kurban vekaletinin geçerli olması için sözlü beyan yeterli olsa da, vekalet verirken hem sözlü hem yazılı beyanın yanı sıra içten bir niyet de önemlidir. Yani, vekil olarak tayin edilecek kişinin vekaletin manevi yönünü anlaması ve bu ibadeti Allah rızası için yerine getireceğine inanması büyük önem taşır.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.