İsra Suresi - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

İsra Suresi

20.08.2024

İsra Suresi

İsra Suresi, Kur’an’ı Kerim’in 17. Suresidir. Bu sure, 111 ayet-i kerimeden oluşmaktadır. İsra Suresinin 1. ayetinde geçen ‘‘isra’’ kelimesi sureye ismini vermektedir. Bu noktada bu kelime terim olarak gece yürüyüşü olarak çevrilir. İsra Suresi’nin Mekke ve Medine’de nazil olduğuna ve ayetlerinin büyük çoğunluğunun Medine’de indirildiğini inanılır. Kasas ve Yunus Suresi arasında indirilen bu sure, faziletleri bakımından oldukça zengindir. İsra Suresi’nin faziletleri arasında hilecilerden emin olmak, sağlık kazanmak, hırsızdan korunmak ve kötülüklerden alıkoyulmak yer alır.

İsra Suresi’nde pek çok dini konuya değinilir. İsra Suresi’nin ilk ayetinde peygamber efendimizin bazı ayetleri görmesi için Mescid-i Aksa’ya götürüldüğünden bahsedilir. Aynı zamanda bu ayet-i kerimelerde İsrailoğullarının başına gelenlerden Mekkelilerin ders çıkarması gerektiği de ifade edilir.

İsra Suresi’nin beş bölümde incelemek mümkündür. Birinci bölüm (1-22 ayet)’de hicretten yaklaşık bir yıl önce meydana gelen İsra olayından bahsedilir. Hz. Muhammed’in Allah’ın bazı alametlerini görmesi için Miraca yükselişi anlatılır. Bu bölümde aynı zamanda İsrailoğullarının yaptıkları karışıklıkları ve başlarına gelen felaketler anlatılır. Mekkeli müşriklerin de İsrailoğullarından ders çıkarmaları gerektiği ifade edilir. Suresinin ikinci bölümü (23-39 ayet) yalnızca Allah’a kulluk etmeye, anaya babaya nasıl davranılması gerektiğinden, akraba, yoksul ve yolda kalmışlara hakkının verilmesi gerektiğinden cimrilikten ve israftan kaçınılması gerektiğinden bahsedilmektedir. Üçüncü bölüm (40-60 ayet) tevhid inancına vurgu yapılır. Aynı zamanda bu bölümde inanmayanların öldükten sonra tekrar dirilme noktasında sordukları sorulara cevap verilmiştir. Dördüncü bölüm (61-87 ayet) İblis’in Hz. Adem’e secde etmeyişinden ve onun insanları imandan vazgeçirme çabasının olacağını fakat salih kullara dokunamayacağından bahsedilir. Beşinci bölüm (88-111 ayet) bütün insan ve cinler bir araya gelse dahi Kur’an’ı Kerim’in değiştirilemeyeceği kesin bir dil ile açıklanmıştır.Hz. Muhammed’in müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderildiğinden bahsedilir.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.