İslam'ın Beş Şartı - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

İslam'ın Beş Şartı

27.08.2025

İslam’ın beş şartı, Müslümanların inançlarını ve yaşamlarını şekillendiren temel ibadetlerdir. Bu şartlar, İslam dininin özünü yansıtır ve Allah’a kulluğun en açık göstergeleridir. Müslüman bir bireyin dini sorumluluklarını anlaması ve yerine getirmesi için bu beş şartı bilmesi büyük önem taşımaktadır.

 

1. Kelime-i Şehadet Getirmek

İslam’ın ilk şartı iman ile ilgilidir.
Kelime-i Şehadet:

“Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh.”

 

2. Namaz Kılmak

İslam’ın ikinci şartı namazdır.

  • Günde beş vakit namaz, Müslümanların Allah’a yönelmesini sağlar.
  • Namaz, hem bireyin ruhunu arındırır hem de düzenli bir disiplin kazandırır.
  • Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı olmak üzere farz namazlar vardır.

 

3. Oruç Tutmak

İslam’ın üçüncü şartı oruçtur.

  • Ramazan ayında oruç tutmak farzdır.
  • Müslümanlar gün doğumundan gün batımına kadar yemekten, içmekten ve kötü davranışlardan uzak durur.
  • Oruç, sabrı, şükrü ve empatiyi öğretir.

 

4. Zekât Vermek

Dördüncü şart zekâttır.

  • Zengin olan Müslümanlar, mallarının belirli bir kısmını ihtiyaç sahiplerine verir.
  • Zekât, sosyal adaleti sağlar, toplumda yardımlaşmayı güçlendirir.
  • İslam’da zekât, sadece bir yardım değil, aynı zamanda bir ibadet ve sorumluluktur.

 

5. Hacca Gitmek

Beşinci şart hac ibadetidir.

  • Maddi imkânı ve sağlığı yerinde olan Müslümanlar, ömürlerinde bir kez hac yapmakla yükümlüdür.
  • Hac, Mekke’de Kâbe’yi ziyaret ederek, Arafat’ta vakfe yaparak ve diğer farz ibadetlerle yerine getirilir.
  • Hac, tüm Müslümanların eşitliğini ve kardeşliğini simgeler.
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.