İman Nedir? - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

İman Nedir?

09.04.2025

İslam dininde en temel kavramlardan biri olan "iman ne demektir?" sorusu, Müslümanların hayatında merkezi bir öneme sahiptir. İman, Allahü teâlâ tarafından bildirilen altı esasa inanmak ve bu inancı kalple tasdik etmektir. Bu altı esas; Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve kadere inanmaktır. Ancak iman sadece bu esaslara inanmakla sınırlı değildir. İman aynı zamanda Muhammed aleyhisselamın Allahü teâlâ tarafından getirdiği emir ve yasakların hepsine inanmak ve inandığını dil ile ikrar etmektir. İmanın özü, kalpteki tasdik ile başlar ve davranışlara yansır. İman, sadece teorik bilgiden ibaret olmayıp, hayatın her alanına etki eden, insanın düşünce ve eylemlerini şekillendiren, dünya görüşünü belirleyen bir inanç sistemidir. 

İmanın Tanımı

İmanın tanımı, bir şeyi içten bir şekilde kabul etme ve ona yürekten inanma, kişinin ruhsal huzurunu bulmasıdır. Derin bir bağlılık, bireyin manevi ve ruhsal gelişimi açısından son derece kritiktir. İnanç, sadece bir düşünce biçimi değil, aynı zamanda bireyin yaşamını yönlendiren bir kılavuzdur. İnanç, Peygamber Efendimizin Yüce Allah'tan getirdiği gerçekleri kabul edip onlara içten bir şekilde inanarak pekişir. Bu inanç sayesinde kişi hem içsel huzurunu elde eder hem de toplumsal değerlerle kaynaşır. İnanç, bireyin zorluklar karşısında dayanıklılığını artırarak yaşamın getirdiği zorlukları daha rahat aşmasına yardımcı olur. Bu sebeple, inanç yalnızca bir fikir değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Bu derin inanç aracılığıyla insanlar manevi bir tatmin ve huzur bulurlar.

İman Kaça Ayrılır?

İman, Müslümanların inanç sisteminin temel taşlarından biridir ve çeşitli şekillerde kategorize edilebilir. İman, inanılacak hususlar açısından iki ana gruba ayrılır: icmalî ve tafsilî iman. İcmalî iman, genel inançları kapsarken, tafsilî iman ise bu inançların detaylı bir şekilde açıklanmasını içerir.

Bununla birlikte, inançlar kesin kanıtlara dayanıp dayanmadığına göre iki gruba ayrılmaktadır. Bu çerçevede, taklidî inanç ve tahkikî inanç terimleri öne çıkmaktadır. Taklidî inanç, başkalarının inançlarına dayanarak kabul edilen inançları ifade ederken, tahkikî inanç, bireysel araştırma ve sorgulama sonucunda elde edilen kesin inançları temsil eder.

İman İbadet Tevhid ve Şehadet Ne Demektir?

İman, İslam dininin temel inançlarını ifade eden bir kavramdır. İmanın özünü oluşturan “Allah'tan başka ilah yoktur. Muhammed Allah'ın Resulüdür.” sözü, Müslümanların kabul etmesi gereken temel bir ilkedir. Allah'ın varlığına ve O'ndan başka ibadet edilecek ilah olmadığına inanmayı gerektirir. İbadet, inanç temeli doğrultusunda yapılan ve Allah'a yönelen her türlü faaliyeti içerir. İslam dininin temel inanç ilkelerini kapsayan bu inanç, sadece Allah'a inanmayı değil, aynı zamanda O'nun göndermiş olduğu her şeyin gerçek olduğuna da inanmayı gerektirir. Tevhid, Allah'ın birliğini kabul etmek anlamına gelirken, şehadet bu birliği ve Resul olarak Muhammed'in önemini belirtir.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.