Hz. Havva Nasıl Yaratıldı? Kur'an'da Geçiyor mu? - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Hz. Havva Nasıl Yaratıldı? Kur'an'da Geçiyor mu?

25.04.2025

Hz. Âdem’in yaratılışı hakkında Kur’an-ı Kerim’de birçok ayet bulunurken, Hz. Havva’nın yaratılışı konusunda Kur’an’da doğrudan bir anlatım yer almaz. Ancak dolaylı ifadeler ve İslamî literatürdeki açıklamalar bu konuda bilgi edinmemizi mümkün kılar. Bu yazımızda, Hz. Havva’nın yaratılışı, Kur’an’da yer alan dolaylı anlatımlar, hadisler, ve İslam âlimlerinin yorumları ışığında konuyu derinlemesine ele alıyoruz.

Kur’an’da Hz. Havva’nın Adı Geçiyor mu?

Kur'an-ı Kerim'de "Havva" ismi açıkça geçmez. İslam'ın kutsal kitabında, ilk kadının yaratılışı anlatılırken Hz. Havva'dan "Âdem'in eşi" olarak bahsedilir, ancak ismi doğrudan zikredilmez. Nisa Suresi'nin ilk ayetinde, insanların "tek bir nefisten yaratıldığı" ve ondan da eşinin var edildiği belirtilir. A'raf, Bakara ve Taha surelerinde de ilk insan çiftinin cennetten çıkarılış hikâyesi anlatılır, fakat buralarda da Havva ismi kullanılmaz. İnsanlığın ikinci bireyi olan kadının yaratılışına dair bazı ayetlerde dolaylı anlatımlar bulunur. Havva ismi, İslam geleneğinde ve hadislerde yer alır ve bu kaynaklardan İslami literatüre girmiştir.

Örneğin, şu ayette kadının erkekten yaratıldığına işaret edilir:

“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini var eden…”
(Nisa Suresi, 4:1)

Buradaki “bir tek nefis” (nefs-i vâhide), çoğu tefsire göre Hz. Âdem’dir. “Ondan da eşini yaratan” ifadesi ise çoğunlukla Hz. Havva’nın yaratılışına atıf olarak kabul edilir.

Havva'nın Yaratılışı Hadislerde Nasıl Anlatılır?

Kur'an'da açık bir şekilde anlatılmayan Havva'nın yaratılışı, bazı sahih hadislerde yer alır. Bunlardan en çok bilinenlerinden biri şu şekildedir: Hz. Peygamber'in bildirdiğine göre, Havva, Hz. Âdem'in kaburga kemiğinden yaratılmıştır.  Rivayetlere göre Allah, Âdem'i topraktan yarattıktan sonra, onun sol kaburga kemiğinden Havva'yı yaratmıştır. 

“Kadın, kaburga kemiğinden yaratılmıştır…”
(Buhârî, Enbiyâ, 1; Müslim, Redâ, 60)

Bu hadis, Havva’nın Hz. Âdem’in kaburga kemiğinden yaratıldığı yönündeki klasik İslamî anlayışın temelini oluşturur.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bu ifadenin mecazi bir anlam taşıyabileceğidir. Yani kadının, erkeğin bir parçasından yaratıldığı değil; doğası gereği farklı olduğu, daha narin ve eğilimli yaratıldığı şeklinde yorumlayan İslam âlimleri de mevcuttur.

Tefsirlerdeki Görüşler

Bazı klasik müfessirlerin görüşleri şöyledir:

  • İbn Kesir, Nisa Suresi 1. ayetini açıklarken Havva’nın Hz. Âdem’in kaburga kemiğinden yaratıldığını belirtir.
  • Taberî ise hem bu anlayışı aktarır hem de başka yorumlara da yer vererek farklı rivayetleri değerlendirir.
  • Fahreddin Râzî, bu tür ifadeleri mecazi olarak yorumlamaya daha meyillidir.

Bu tefsirler arasında en baskın görüş; Hz. Havva’nın Hz. Âdem’in bir parçasından, özellikle sol kaburga kemiğinden yaratıldığı yönündedir. Ancak bu görüş, daha çok İsrailiyat kaynaklı rivayetlere dayandırılır.

Sıkça Sorulan Sorular

Havva’nın adı Kur’an’da neden geçmez?

Kur'an'da birçok şahıs ismi yerine "nitelikler" ve "hikmet" ön planda tutulur. Havva'nın adı Kur'an'da açıkça geçmez çünkü kutsal kitap detaylardan ziyade mesajlara odaklanır. Havva'nın adı geçmese de varlığı ve önemi dolaylı şekilde işaret edilir. Adem'in eşi olarak onun varlığına atıfta bulunulur, bu da Kur'an'ın karakterlerin isimlerinden çok rollerine ve derslerine önem verdiğini gösterir.

Hz. Havva’nın yaratılışı bilimle çelişir mi?

Hz. Havva'nın yaratılışı bilimle çelişir mi? Bu soru, din ve bilim arasındaki ilişkiyi anlamak açısından önemlidir. Kur'an'daki anlatımlar bilimsel açıklamalardan çok hikmet ve mesaj odaklıdır. Dolayısıyla sembolik olarak yorumlanabilir. Havva'nın Adem'in kaburga kemiğinden yaratılması anlatımı, mutlak biyolojik bir gerçekten ziyade, kadın ve erkeğin birbirini tamamlayan doğasını vurgulayan metaforik bir anlatım olarak değerlendirilebilir.

Kadın erkeğin bir parçası mı?

İslam'da kadın ve erkek birbirini tamamlayan varlıklar olarak görülür. Kadın erkeğin bir parçası değil, onunla eşit derecede değerli ve önemli bir varlıktır. Kur'an'da ikisi arasında yaratılış üstünlüğü değil, adalet ve denge vurgulanır. Her ikisi de yaratılışta farklı özelliklerle donatılmış, birbirini tamamlayan ve birlikte toplumun temelini oluşturan varlıklardır.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.