Harut ve Marut - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Harut ve Marut

26.08.2025

Harut ve Marut, çeşitli dini ve mitolojik kaynaklarda yer alan iki önemli karakterdir. Avesta'nın Vendidad adlı bölümüne göre, Kral Tanrı Ahura Mazda ile Kral Şeytan Ehrimen'in sayısız "asker", "komutan", "subay" ve "erbaş"dan oluşan orduları bulunmakta ve bu ordular birbirleriyle savaşıyorlardı. Bu kozmik çatışmada her iki tarafın da çeşitli rütbelerde yardımcıları mevcuttu. 

Ahura Mazda'nın etrafında altı lider "melek" bulunmaktadır. Kralın "asistanları" ve "yetkilileri" olarak, tahtın (Arş) önünde "emir" alır ve bunları yerine getirirler. Bu komutan meleklerden bazıları şunlardır: "Behmen": Faydalı Hayvanlar Bakanı, "Erdibihişt": Ateş Bakanı, "Şehriver": Madenler Bakanı, "Spenta-Aramitié": Yeryüzü Bakanı, "Haur-Vatat veya Hurdâd": Sağlık, "Amertat veya Murdâd": Ölmezlik. Bu melekler sisteminin İslam ve diğer inançlardaki melek kavramı üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir.

Turan Dursun'a göre Harut ve Marut adındaki melekler ile birlikte dört büyük melek, Zerdüştçülükten Yahudilik'e, oradan da Hristiyanlık ve İslam'a geçiş yapan Pers mitolojisine ait ruhsal varlıklardır. Benzer bir şekilde, William St. Clair Tisdall da Harut ve Marut'u ele almıştır.

Harut ve Marut Hikayesi

Harut ve Marut, aralarında sohbet eden iki melek olarak tanınıyordu. Gökler âleminde melekler arasında geçen bu ilginç olay, kibir ve aşırı özgüvenin tehlikelerini anlatan ders verici bir hikayedir. Konuşmalarında "Eğer insanlar gibi duygulara sahip olsaydık, sürekli ibadet ederdik" şeklinde ifade ediyorlardı. İnsanları aşağılayarak onların günahlara düşmesini eleştiren bu iki melek, kendi iradelerinin ne kadar güçlü olduğunu düşünüyorlardı. Allah onlara "Eğer size şehvet duygusu verseydim, insanlardan daha fazla günah işlersiniz" demişti. Ancak melekler bu iddiayı kabul etmeyerek kendilerine aşırı güven gösterdiler. Melekler, kendilerine güvendiklerini düşünüyorlardı. Bunun üzerine Allah onlara şehvet duygusunu vererek dünyaya indirdi. Harut ve Marut, bir kadınla karşılaştılar. Dünyada insan bedeni ve hisleriyle yaşamaya başlayan melekler, kısa süre içinde güzel bir kadına aşık oldular. Kadın, Harut ile Marut’a bir şart sundu; ya kocasını öldürecek, ya puta tapacak ya da şarap içeceklerdi. Onlar ise şarap içmeyi seçtiler. Böylece ilk günahlarını işlemiş oldular. Sarhoş olduklarında ise daha büyük yanlışlar yapmaya başladılar. Hikâyeye göre kadın bir koşul daha öne sürdü. Aşk duygusuna kapılan Harut ile Marut bu koşulu da kabul ettiler. Kadının talebi, ona ism-i azamı öğretmeleriydi. Melekler, aşk ve arzu duygularına yenilerek, Allah'ın en yüce ismini kadına öğrettiler.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.