Ezan Duasının Arapça Türkçe Okunuşu ve Anlamı - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Ezan Duasının Arapça Türkçe Okunuşu ve Anlamı

21.07.2025

Ezan duasının Arapça metni, müminlerin ezan okunduktan sonra okuduğu önemli bir duadır. Türkçe telaffuzu, "Allahümme rabbe hazihid-da'vetit-tammeti ves-salatil kaimeti, ati Muhammedenil vesilete vel fadilete ved-dereceter-refiate veb'ashü makamen mahmudeni-llezi veadtehü, inneke la tuhlifül miad" şeklindedir. Bu duanın anlamı ve fazileti nedir? Dua, "Ey bu mükemmel davetin ve kılınacak namazın Rabbi olan Allah'ım! Muhammed'e vesile, fazilet ve yüce bir makam ver. Onu kendisine vaat ettiğin Makam-ı Mahmud'a ulaştır. Şüphesiz sen vaadinden dönmezsin" anlamını taşımaktadır. Ezan okuduktan sonra okunması gereken dua nedir? Peygamber Efendimizin okuyana şefaat vaadinde bulunduğu ezan sonrası okunan dua budur ve ezan sona erdikten sonra Müslümanlar tarafından imanla söylenmektedir.

Ezan Duası Arapça

اللّهُمَّ رَبَّ هٰذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ وَالصَّلاَةِ القَائِمَةِ
آتِ مُحَمَّدًا الوَسِيلَةَ وَالفَضِيلَةَ وَابعَثْهُ مَقَامًا مَّحْمُودًا الَّذِي وَعَدتَّهُ

Ezan Duası Türkçe Okunuşu

Allahumme Rabbe hezihi’d-da’veti’t-tâmme. Vesselatil kâimeti âti Muhammedenil vesilete vel fazîlete vebashu makâmen Mahmudenillezi veadteh.

Ezan Duası Anlamı

Ey bu tam davetin ve kılınmak üzere olan bu namazın Rabbi olan Allah’ım! Muhammed’e vesileyi, fazileti ihsan et. Bir de kendisine va’d ettiğin Makam-ı Mahmûd’u verip oraya ulaştır, muhakkak ki Sen vaadinden dönmezsin.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.