Cuma Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 62. suresi olup, Müslümanlar için önemli bir yere sahiptir. Cuma günü namazının faziletini vurgularken, müminlerin toplu ibadetinin önemini de dile getirir. Cuma Suresi'nin Arapça okunuşu ve Türkçe karşılığı, pek çok kişi tarafından merak edilmektedir. Cuma Suresi'nin okunuşunu, anlamını ve okuma faziletini hazırladık. Cuma Suresi'nin nerede indiği ve konusu ne olduğu hakkında da bilgiler sunacağız. İman edenlerin topluca bir araya geldiği bu özel günü daha anlamlı kılmak için, Cuma Suresi'nin özelliklerini derinlemesine ele alacağız.
Alak Suresi - Alak Suresi Oku için tıklayınız.
Kur'an-ı Kerim'in önemli surelerinden biri olan Cuma Suresi, Medine'de indirilmiştir. İsmi 9. ayetinde geçen cum'a kelimesinden almakta olup, Müslümanların topluca Cuma namazı kılmalarının önemini vurgulamaktadır. Peygamber göndermenin hikmetinden ve faydalarından bahseden bu sure, aynı zamanda Tevrat gibi kutsal kitaplar gönderilen toplulukların olumsuz davranışlarına da dikkat çekmektedir. Cuma Suresi, inananlara ibadetin ve toplumsal dayanışmanın gerekliliğini hatırlatırken, geçmişteki toplumların hatalarından ders çıkarmayı teşvik etmektedir.
Vakıa Suresi - Vakıa Suresi Oku için tıklayınız.
سورة الجمعة
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ
1. Yusebbihu lillahi mâ fî-ssemâvâti vemâ fî-l-ardi-lmeliki-lkuddûsi-l’azîzi-lhakîm.
2. Huve-lleżî be’aśe fî-l-ummiyyîne rasûlen minhum yetlû ‘aleyhim âyâtihi ve yuzekkîhim ve yu’allimuhumu-lkitâbe velhikmete ve-in kânû min kablu lefî dalâlin mubîn.
3. Ve âḣarîne minhum lemmâ yelhakû bihim(t) ve huve-l’azîzu-lhakîm.
4. Żâlike fadlu(A)llâhi yu/tîhi men yeşâ(u)(t) va(A)llâhu żû-lfadli-l’azîm
5. Meśelu-lleżîne hummilû-ttevrâte śümme lem yahmilûhâ kemeśeli-lhimâri yahmilu esfârâ(an)(c) bi/se meśelu-lkavmi-lleżîne keżżebû bi-âyâti(A)llâh(i)(t) va(A)llâhu lâ yehdî-lkavme-zzâlimîn
6. Kul yâ eyyuhâ-lleżîne hâdû in ze’amtum ennekum evliyâu li(A)llâhi min dûni-nnâsi fetemennevû-lmevte in kuntum sâdikîn
7. Velâ yetemennevnehu ebeden bimâ kaddemet eydîhim(t) va(A)llâhu ‘alîmun bi-zzâlimîn
8. Kul inne-lmevte-lleżî tefirrûne minhu fe-innehu mulâkîkum śümme turaddûne ilâ ‘âlimi-lġaybi ve-şşehâdeti feyunebbi-ukum bimâ kuntum ta’melûn
9. Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû iżâ nûdiye lissalâti min yevmi-lcumu’ati fes’ev ilâ żikri(A)llâhi ve żerû-lbey’(a)(t) żâlikum ḣayrun lekum in kuntum ta’lemûn
10. Fe-iżâ kudiyeti-ssalâtu fenteşirû fî-l-ardi vebteġû min fadli(A)llâhi veżkurû(A)llâhe keśîran le’allekum tuflihûn
11. Ve-iżâ raev ticâraten ev lehven(i)nfaddû ileyhâ ve terakûke kâ-imâ(en)(t) kul mâ ‘inda(A)llâhi ḣayrun mine-llehvi ve mine-tticâra(ti)(t) va(A)llâhu ḣayru-rrâzikîn
Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla
1. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi, gerçek hükümdar, her noksandan temiz ve uzak, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olan Allah’ı tesbih etmektedir.
2. O Allah ki, ümmîlere kendi içlerinden, onlara âyetlerini okuyacak, onları her türlü günah kirlerinden temizleyip arındıracak, onlara kitabı ve hikmeti öğretecek bir peygamber göndermiştir. Oysa onlar, daha önce apaçık bir şaşkınlık ve sapıklık içindeydiler.
3. Allah o Peygamber’i, henüz kendilerine katılmamış, ama daha sonra katılacak olan başkalarına da göndermiştir. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır.
4. Peygamberlik, Allah’ın lutfudur; onu dilediğine verir. Gerçekten de Allah, pek büyük lutuf ve ihsân sahibidir.
5. Tevrat’ın hükümlerini uygulamakla yükümlü tutulan, fakat bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlerin hâli, ciltlerle kitap taşıyan eşeğe benzer. Allah’ın âyetlerini yalanlayan topluluğun hâli ne kötüdür! Allah zâlimler topluluğunu doğru yola erdirmez.
6. De ki: “Ey yahudiler! İnsanlar içinde yalnızca kendinizin Allah’ın dostları olduğunu sanıyorsanız ve bu iddianızda samimi iseniz, haydi ölümü arzu edin de görelim!”
7. Oysa onlar işledikleri günahlar yüzünden ölümü asla istemezler. Allah ise, o zâlimleri çok iyi bilmektedir.
8. De ki: “Kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, sonunda o, mutlaka gelip sizi bulacaktır. Sonra duyuların ötesinde olan şeyleri de, duyular sahasına giren her şeyi de çok iyi bilen Allah’ın huzuruna çıkarılacaksınız; O da size yaptıklarınızı tek tek haber verecektir.”
9. Ey iman edenler! Cuma günü namaz için ezan okunduğunda hemen Allah’ı anmaya koşun; işi, alış verişi bırakın! Eğer bilirseniz sizin için hayırlı olan budur.
10. Namaz tamamlanınca artık yeryüzüne yayılabilir ve Allah’ın lutf u kereminden rızkınızı temine çalışabilirsiniz. Bununla birlikte Allah’ı çok çok zikredin ki iki cihanda da kurtuluşa eresiniz.
11. Onlar bir ticâret veya bir eğlence görünce hemen oraya akın edip, seni hutbede ayakta bırakıverdiler. De ki: “Allah’ın katındaki mükâfat, ticâretten de, eğlenceden de daha hayırlıdır!” Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
Cuma Suresi, İslam literatüründe önemli bir yere sahiptir ve birçok fazileti bulunmaktadır. Özellikle günde 3, 5 ve 7 defa okuduklarında Allah'ın izni ile kişilerin kısmetlerinin açılacağına inanılır. Birçok kişi bu sureyi düzenli olarak okumayı tercih eder. Cuma günü okumanın, duaların kabulü açısından özel bir yeri vardır. Aynı zamanda, okumaya devam eden kişi eğer bekar ise bu kişiler kısa sürede evlenir. Bu inanç, pek çok insanı motive etmekte ve Cuma Suresi'ni hayatlarına dahil etmeye teşvik etmektedir. İnanışa göre, bu sureyi sürekli okuyanların hayatında olumlu değişiklikler meydana gelir ve huzur bulurlar.