Cuma sûresinin konusu Allahın yüceliği ve peygamberliğidir. Bu kapsamda müslümanlar açısından cuma suresin taşıdığı önem, cuma günleri müslümanların Allah katına davet edilmesi ve Yahudilere karşı müslümanlıkta ibadetin anlamı üzerinde durulmaktadır. Cuma suresi Peygamber Efendimiz (sav) "Güneşin doğduğu en hayırlı gün cumadır; Âdem o gün yaratılmış, o gün cennete girmiş ve o gün cennetten çıkarılmıştır; kıyamet de cuma günü kopacaktır” (Müslim, “Cumʿa”, 18) sözüyle cuma gününün anlam ve önemini tüm müslümanlara ifade etmiştir.
Kuran-ı Kerimde Allah’ın yüceliğini kabul ederek O’nun merhametine sığınarak iman edilmesi gerektiği bildirilir. Cuma Suresi de Kuran-ı Kerim içinde yer alan surelerden biridir. Bu surede Allah'ın göklerin ve yerlerin sahibi Allah’ın olduğunu belirterek cuma gününün müslümanlar için önemi vurgulanmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.s) olmak üzere birçok alim Kuran-ı Kerim’in okunmasını tavsiye eder ve aynı zamanda Cuma günlerinin hikmetini Cuma suresi okuyarak değerlendirmek gerektiğini vurgular. Kur'anda altmış ikinci surede yer alan Cuma Suresi, 11 ayet-i kerimden oluşmaktadır.
Cuma Suresiyle ilgili Peygamber Efendimiz (s.a.s) Cuma Suresi okuyan kişinin Müslüman şehirlerden birinde Cuma namazına gelen ve gelmeyenlerin sayısı kadar sevap kazanacağını rivayet eder. Cuma Suresini sürekli okuyan bekar bir kişinin kısmetinin açılacağına dair rivayetler bulunur. Cuma suresinin faziletleri arasında yer alan Cuma gününün hikmeti de surenin anlamları arasında yer alır. Cuma namazının farz kılındığı ve bu vakitte dünyevi işlerin bırakılarak Allah'a yönelmenin gerektiği bildirilir. Surede geçen ilk bölümde kâinatta bulunan her şeyin Allahu zikrederek, Allah Teâlâ'yı anmak ve surenin konusunda yer alan dünyevi işleri bırakarak Allah'ın anılmasından bahsedilir. Ayrıca Yahudilerin itirazlarına cevap niteliği olan bu surede Yahudilerin küçümsedikleri ümmetten bahsedilen ayetler bulunuyor.