Câiz Ne Demek? - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Câiz Ne Demek?

23.08.2025

Caiz, serbest olmak, mümkün olmak, geçici olarak var olmak gibi anlamlara gelen bir terimdir ve İslam hukukunda önemli bir kavramdır. Fıkıh bağlamında, bir söz ya da eylemin dini ve hukuki normlara uygunluğunu, serbestçe yapılabilmesini ve geçerliliğini ifade eder. Caiz kelimesi Kur'an'da yer almamakla birlikte, hadislerde belirli bir anlamda kullanılmıştır. İslam'ın ilk dönemlerinden günümüze kadar evrilerek İslam hukukunun temel unsurlarından biri haline gelmiştir. Caiz sayılan eylemler, yapılması durumunda sevap getirmeyen ancak günah da sayılmayan faaliyetler olarak değerlendirilir. Daha sonraki dönemlerde İslam bilgeleri tarafından geliştirilen bir terimdir ve fıkıh literatüründe geniş bir yer bulmuştur. İslam hukukçuları, günlük yaşamda karşılaşılan farklı durumların caiz olup olmadığını belirlemek amacıyla kapsamlı çalışmalar yapmışlardır.

"Caiz" terimi, cümlede bulunduğu konuma bağlı olarak farklı anlamlar taşır:

1- Caiz, genel anlamda izin verilmiştir ve günah sayılmaz. Ancak, caiz olarak nitelendirilen bir şeyi yapmamayı tercih etmek daha uygundur.
2- Gerçekleştirilmesi daha uygundur.
3- Yapılması hoş karşılanmayan bir durumdur.
4- Gerçekleştirilmesi hoş karşılanmayan bir durumdur.
5- Yapılması caizdir.
6- Yapılması zorunlu, gereklidir anlamına gelir.
7- İşlenmesi günah anlamına gelir.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.