Fitre; Biz Müslümanların Ramazan bayramında, belli kişilere vermekle yükümlü olduğu sadaka anlamına gelir. Sadaka-ı fıtır olarak da bilinir. Ramazân-ı Şerif’te oruç tutup bayrama kavuşmanın şükrü olan fitrenin hükmü vâciptir. Geçmiş senelerde verilmeyen fitreler sonradan verilir. Fitreyi fazla fazla vermek iyi olur.
Fitre, cüz’î miktarda bir sadakadır ve neredeyse herkes fitre vermeye imkân bulabilir. Ancak durumu iyi olanların, belirlenen miktarın üzerinde fitre vermesi önerilir. Allah yolunda infâk etmenin fazîlet ve sevâbı çoktur.
Hem fitir sadakasının muhtaç kimselere kısmen de olsa bir yardım olduğu unutulmamalıdır. Onların bayram sevincine katkıda bulunur ve sosyal dayanışmayı güçlendirir. Tabii ki her şeyden önce fitre sadakası bir ibâdet olduğu için, Allahü Te’âlâ’nın rızâsını kazanmak amacıyla yerine getirilir.
Fitreyi bir fakire vermek de, birkaç fakire dağıtmak da câizdir. (Kaynak: Merğînânî)
İbn-i Âbidîn hazretlerinin Redd-ül Muhtar adlı fıkıh kitabı başta olmak üzere pek çok kitapta fitrenin kuru üzüm, hurma, arpa, buğday gibi gıdâ maddesi olarak verildiği bildirilmiştir. Ancak bugün bunların kıymeti kadar para verilmektedir.
Yine Redd-ül Muhtar’da diyor ki; fitre sadakasını Ramazan ayından önce, Ramazan’ın herhangi bir gününde veya bayramdan sonra vermek de olur. Seferî olan da fitre vermekle mükelleftir. Hanefî mezhebine göre koca karısının fitresini kendi malından verebilir. Şâfi’î mezhebinde fitre sadakasını Ramazandan önce vermemek, bayramdan sonraya bırakmamak gerekir.
Hanbelî, Mâlikî ve Şâfi’î mezheplerinde ise 1 günlük yiyeceği olan kimselerin fitre vermeleri farzdır. Herkes kendi mezhebinin fıkıh hükümlerine uymalıdır. Dînen zengin sayılan kimseler başkasından fitre alamazlar.
(Cezîrî, 4 Mezhebe Göre İslâm Fıkhı)
Fitre kimlere verilir? sorusu maddeler hâlinde şöyle cevaplanabilir: