İslam dünyasında büyük öneme sahip olan Arefe gününde, Peygamber Efendimiz'in arefe günü okuduğu dua var mıdır? Arefe günü okunacak duanın Arapça yazılışı, Türkçe okunuşu ve anlamı hakkında bilgi sahibi olmak, bu mübarek günü en verimli şekilde değerlendirmemize yardımcı olacaktır.
Efendimiz (Allah'ın selamı ve rahmeti üzerine olsun) Arefe günü çoğunlukla şu sözleri söylerdi:
"La ilahe illellahü vahdehü la şerike leh, Lehül mülkü ve lehül hamdü biyedihil hâyrû vehüve alâ külli şey’in kadîr."
"Arefe Günü Duası," Müslümanların Kurban Bayramı'ndan önceki bu mühim günde okudukları değerli bir duadır. Bu duada şöyle ifade edilir: "Allah'tan başka ilah yoktur, yalnızca O vardır ve hiçbir ortağı yoktur. Mülk yalnızca O'na aittir ve övgü de O'na layıktır. Tüm iyilikler O'nun elindedir ve O, her şeye gücü yetendir." Bu duanın anlamı son derece derindir; Allah'ın birliğini, benzersizliğini ve sonsuz gücünü vurgular. Arefe gününde bu duayı okuyan inananların dualarının kabul olacağı ve günahlarının affedileceğine inanılır. Arefe günü, ibadet ve düşünce için özel bir dönemdir; bu duayı tekrar etmek, kişiyi Allah'a yaklaştırır ve manevi bir huzur sağlar.
Galib Esedi’nin Bişr ve Beşir adındaki iki oğlu şöyle anlatmışlardır: Arefe günü -Arafat’ta- İmam Hüseyin’in (a.s) yanında bulunuyorduk; İmam, ailesi, çocukları ve bazı izleyicilerle birlikte çadırından son derece saygılı ve sakin bir şekilde çıkarak Arafat dağının sol tarafında durdu, yüzünü Kabe’ye döndü ve yiyecek isteyen bir dilenci gibi ellerini yüz hizasına kaldırarak şu duayı okumaya başladı:
Hamd, yalnızca Allah’a aittir; öyle bir varlıktır ki O’nun iradesini engelleyen veya O’nun verdiğini alıkoyan kimse yoktur. Hiçbir sanatkârın eserleri, O’nun yarattığı gibi değildir. O, gerçekten büyük bir cömerttir.
Her tür varlığı yaratmıştır. Hikmetiyle yarattıklarını sağlamlaştırmıştır. O’na hiçbir sır gizli kalmaz. Onun katında emanetler (ameller) asla kaybolmaz. Herkesi yaptığına göre ödüllendiren; yaratanın işlerini düzene sokan; kendisine yönelenlere merhamet eden; kullarına faydalı şeyleri ve geniş kapsamlı Kitab’ı (Kur’an’ı) nuruyla indiren O’dur.
Duaları işiten, sıkıntıları gideren, mertebeleri yükselten ve zalimlerin kökünü kazıyan O'dur. Ondan başka ilah yoktur. Hiçbir şey O'na eşit olamaz. Eşi ve benzeri yoktur. O, işiten, gören, incelikleri bilen ve her şeyden haberdar olandır (hiçbir şey O'ndan gizli kalmaz ve her şeyin derinliklerine vakıftır).
Allah'ım! Ben sana yöneliyorum; rabliğine şahitlik ediyor ve kabul ediyorum ki, Rabbim sensin, dönüşüm sana aittir; ben hatırlanacak bir varlık değilken, kendi lütfunla beni yarattın.
Beni topraktan yarattın; sonra beni nesillere yerleştirdin. Beni, varlığımı engelleyebilecek her türlü durumdan, zamanların geçişi ve olaylardan korudun.
Böylece geçmişteki günler ve yüzyıllar boyunca beni babamın soyundan annemin karnına taşıdın. Bana olan merhametin, ihsanların ve lütuflarınla, senin ahdini çiğneyen ve peygamberlerini yalanlayan inkar ve sapkınlık liderlerinin hüküm sürdüğü bir dönemde dünyaya gelmeme izin vermedin.
Beni, senin merhametin ve benim için bir lütuf olması amacıyla, benden önce hidayete erenlerin (Hz. Muhammed'in -s.a.a-) döneminde yarattın, bana hidayetini kolaylaştırdın ve bu hidayetle şekillendirdin. Daha önce de, güzel yaratılışın ve bol nimetlerinle bana merhamet ettin. Beni -ikinci aşamada- spermden yarattın.
Et, kan ve deriden oluşan üç karanlık arasında yerleştirdin. Yaratılışımı bana göstermedin ve bu konuda bende hiç bir şey bırakmadın.
Sonrasında beni, daha önce sağladığın hidayetle mükemmel bir şekilde yaratarak dünyaya getirdin. Küçük bir bebekken her türlü tehlikeden korudun. En saf besin olan anne sütü ile beni rızıklandırdın. Bakıcıların yüreklerini bana sevgiyle doldurdun. Şefkatli anneler aracılığıyla beni her türlü tehlikeden ve kötü ruhların etkisinden korudun.
Beni eksikliklerden arındırdın. Ey Rahim ve Rahman, şanının yüceliği her şeyin üzerindedir; konuşmaya başladığım zaman bana bol nimetlerini bahşettin, her yıl beni daha iyi bir şekilde eğittin; yaratılışım olgunluğa erip aklım dengeli hale geldiğinde, bana hikmetini anlamayı farz kıldın; böylece seni tanımayı kalbime ilham ettin ve beni senin eşsiz hikmetlerine hayran bıraktın. Gökyüzünde ve yerde yarattığın varlıklar hakkında beni bilinçlendirdin, farkındalık kazandırdın.
Bana şükrünü ve zikrini yerine getirmeyi öğütledin; sana itaat etmenin ve ibadet etmenin gerekliliğini üzerime farz kıldın. Bana peygamberlerin aracılığıyla gönderdiğin hakikatleri anlama yeteneği verdin.
Allah'a Edilebilecek En Güzel Dualar
Akşam Namazından Sonra Okunacak Dualar