Zekat Kimlere Verilir? - Zekat Bağışı | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Zekat Kimlere Verilir?

11.09.2024

Zekat Kimlere Verilir?

Bu yazıda zekat kimlere verilir? Sorusu hakkında bilgi vereceğiz. Zekatın kimlere verileceği Kur’an-ı Kerim’de hicretin 9. yılında inen Tevbe sûresinde belirtilmiştir. Tevbe sûresinde bunlar şöyle sıralanmıştır: “Sadaka (zekât) Allah’tan bir farz olarak fakirlere, miskinlere, zekât işinde çalışanlara, kalpleri İslâm’a ısındırılmak istenenler, kölelere, borçlulara, Allah yolunda olanlara ve yolda kalmışlara aittir ve Allah bilen, tam hüküm, hikmet sahibi olandır” (Tevbe, 9/60.)

  1. Yoksullar ve düşkünler: Kur’an’daki ifadesiyle “fakirler ve miskinler” olarak geçmektedir. Fakir; ev ve ev eşyası gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan malı olsa bile, gelirleri mutat olan ihtiyaçlarını karşılamayan ve borçları düşüldüğünde, nisap miktarından daha az malı bulunan kimselerdir.
  2.  Zekât işlerinde çalışanlar: Bu kişiler zekât işlerinde çalıştırılan memurlardır.
  3. Müellefe-i kulûb: İlgili âyette dördüncü grup olarak zikredilen bu sınıf, kalpleri İslâm’a ısındırılmak istenen kimseleri kapsamaktadır.
  4. Köleler: Kölelikten kurtulmak isteyen, hürriyetini para ile satın almak isteyen kimselere de zekât verilmektedir.
  5. Borçlular: Borcu düşüldükten sonra, nisap miktarı malı kalmayan kimselerdir. Başkasından malı veya alacağı olup da, bunu alması mümkün olmayan kimseler de borçlu sayılmaktadır. Bu şekilde borcu yüzünden darda bulunan kimseye zekât vermek borçsuz yoksula vermekten daha faziletlidir.

Neden Zekat Veririz?

Zekat vermenin önemi, İslam'ın dayandığı temel prensiplerden biri olan yardımlaşma ve sosyal adaletin sağlanmasıyla ilgilidir. Zekat, zenginlerin mal varlıklarının bir kısmını ihtiyaç sahipleriyle paylaşmalarını teşvik eder ve toplum içinde bir denge oluşturarak fakirlerin ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olur.

Neden zekat veririz? Sorusuna cevaben, kişinin manevi bir sorumluluğunu yerine getirmesi toplum içinde eşitlik, adalet, hoşgörü ve sevgiye yönelik bir adımdır. Zenginle fakir arasında güven, saygı ve sevgi zekat sayesinde oluşmaktadır. Zengin zekâtını verirken fakiri incitmemek için âzami titizliği göstermelidir. Çünkü Kur'an bu şekilde muamele edenleri övmüş, iyilik yapıp da bunu insanların başına kakmanın yapılan iyiliğin, değerini düşürdüğünü haber vermiş.

 

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.