Yatsı Namazı Kılınışı - Zekat Bağışı | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Yatsı Namazı Kılınışı

05.09.2024

Zekat Hesaplama Nasıl Yapılır?

Zekat, İslam’ın beş şartından biridir. Aynı zamanda zekat, dinen zenginlik ölçüsü kabul edilen miktarda mal varlığına sahip olan kişilerin ihtiyaç sahiplerine malından verdikleri payı ifade eder. Nisab miktarı; altın, gümüş, döviz vb. paralar, yatırım amaçlı gayr-i menkuller, ticari varlıklar ve gelirlerin 80, 18 gram altın ya da onun değerine tekabül eden meblağdır. Zekat hesaplaması nasıl yapılır? sorusuna cevap vermek adına kişinin öncelikle zekat ile yükümlü olabilmesi gerekir. Bir kişinin zekatla yükümlü olabilmesi için ise nisab miktarına eriştikten sonra bir tam kameri yılın geçmesi gerekir. Zekat hesaplaması ise kişinin birikiminden bir tam kameri yıl geçtikten sonra o zekat yılı içerisindeki borçlar çıkartılır. Alacaklar eklendikten sonra elde edilen miktar nisab miktarına denk ya da daha fazla ise bunun tamamı zekata tabii olur. Bu tür varlık ya da birikimlerden kişinin zekat ödemesi gereken miktar kırkta bir yani %2,5’tir.

Zekat Kimlere Verilir?

Zekat kimlere verilir? sorusu Kuran’da açıkça belirtilmiştir. Miskinler, fakirler, kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kimseler, zekat toplamakla görevli olan memurlar, borçlular, esaretten kurtulacak olanlar, yolda kalmış olanlar, Allah yolunda cihad eden kimseler zekatın verilebileceği kişilerdir. Fakir ve miskin olan kimseler; temel ihtiyaçları dışında nisab miktarı kadar mala sahip olmayan kişilerdir. Kul hakkı kadar borcu olan veya borcunu ödeyebilecek maldan başka mala sahip olmayan kimseler borçlu olarak kabul edilir ve bu kimselere zekat verilebilmektedir. Parasızlıktan yoldan kalmış ve memleketine dönemeyen kişiler, yolda kalmış kimsedir. Bu kişilere de zekat verilebilmektedir. Yolda kalmış kimselere memleketine dönebilecek miktarda zekat verilebilir. Fakat yolda kalan kimse istediği zaman memleketinde olan parayı alma imkanına sahipse bu kişiye zekat verilmez.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.