Zeydiye Nedir? - Genel | Kardeş Eli Derneği
BLOG
Blog

Zeydiye Nedir?

03.07.2025

Zeydiye, Şii mezhepleri arasında özel bir yere sahip olup, kökeni ve inanç sistemiyle hem Şii hem de Sünni yönleri bir arada barındıran benzersiz bir İslam mezhebidir. 8. yüzyılda Hz. Ali'nin torunu Zeyd bin Ali'nin liderliğinde ortaya çıkan bu mezhep, Ehl-i Beyt sevgisini merkeze alırken, diğer Şii gruplardan farklı olarak ilk üç halifeyi de meşru kabul etmektedir. Bu yaklaşımıyla Sünni ekollerle daha uyumlu bir çizgide yer alır. Zeydiyye'nin inanç sisteminde akılcılık önemli bir yer tutar. Mutezile ekolünden etkilenen Zeydiler, inanç konularında akla büyük önem verir ve Kur'an'ın yaratılmış olduğunu savunurlar. İmametin Ehl-i Beyt'e ait olduğunu kabul ederler, ancak imamın masum (günahsız) olması şartını aramaz ve gaib imam anlayışını reddederler. Onlara göre imam, bilgili, takva sahibi ve gerektiğinde zulme karşı kılıçla mücadele edebilen bir kişi olmalıdır. Tarihsel süreçte Zeydiyye, özellikle Yemen'de güçlü bir varlık göstermiş, 901 yılından 1962'ye kadar bu bölgede Zeydi imamlar hüküm sürmüştür. Günümüzde de Yemen nüfusunun önemli bir kısmını oluşturan Zeydiler, Şia'nın diğer kollarından farklı olarak, tekfir anlayışından uzak durmuş ve mezhepler arası diyalog konusunda daha ılımlı bir tutum sergilemişlerdir.

Zeydiye Mezhebi Nedir?

Zeydiye, adını, Hz. Hüseyin'in torunu ve Zeynelabidin'in oğlu olan Zeyd bin Ali'den alır. İslam tarihinde ortaya çıkan mezhepler arasında önemli bir yere sahip olan Zeydiye mezhebi, Şii düşüncesinin ilk sistemli mezheplerinden biri olarak kabul edilir. Zeyd bin Ali, 8. yüzyılda Emevi yönetimine karşı başkaldırmış ve kısa süren bir isyanın ardından şehit olmuştur. Bu isyan, Zeyd'in Ehl-i Beyt'in haklarını savunma ve adaleti tesis etme amacıyla gerçekleşmiştir. Zeydiye mezhebi, diğer Şii mezheplerinden farklı olarak daha ılımlı bir çizgide gelişmiştir. Onu takip edenler, onun fikirlerini temel alan bir itikadi ve fıkhi mezhep oluşturmuştur. Zeydiler, imametin Hz. Ali'nin soyundan gelmesi gerektiğini savunurken, imam olacak kişinin bilgili, cesur ve kendi hakkını talep etmesi gerektiğini vurgularlar. Ayrıca ilk iki halifeyi tamamen reddetmek yerine, Hz. Ali'nin halifeliğe daha layık olduğunu savunmuşlardır. Bu mezhep daha sonra Zeydiye (Zeydîlik) olarak anılmaya başlanmıştır. Tarih boyunca özellikle Yemen'de etkili olmuş ve burada yüzyıllarca hüküm süren devletler kurmuştur. Günümüzde de Yemen nüfusunun önemli bir kısmını Zeydiler oluşturmaktadır. Zeydiye mezhebi, İslam düşünce tarihinde Şiilik ile Sünnilik arasında köprü görevi gören, ılımlı yaklaşımıyla tanınan bir ekol olarak varlığını sürdürdü.

Zeydiye mezhebi Şii midir?

Evet, Zeydiye Şii mezhepler arasında yer alır ancak birçok yönüyle Sünnilikle benzerlikler gösterir. Zeydiye mezhebi, İmam Zeyd bin Ali'nin öğretilerine dayanan, İslam dünyasında önemli bir akımdır. Diğer Şii mezheplerinden farklı olarak, ilk üç halifeyi tanıması ve imamet anlayışındaki ılımlı yaklaşımıyla dikkat çeker. Yemen'de yaygın olan bu mezhep, fıkıh konularında Sünni ekollerle benzer görüşler paylaşır.

Zeydiye ve Husi farkı nedir?

Husiler, Zeydiye mezhebinin Yemen'deki siyasi temsilcilerinden biridir. Bu grup, Zeydiye inancını temel alsa da, zaman içinde kendine özgü siyasi ve askeri bir yapıya dönüşmüştür. Zeydiye mezhebi, Şii İslam'ın en ılımlı kollarından biri olarak kabul edilir ve Yemen'de geniş bir takipçi kitlesine sahiptir. Ancak tüm Zeydiler Husi değildir. Zeydiler arasında farklı siyasi görüşler ve hareketler bulunmaktadır. Husi hareketi, özellikle 1990'lardan sonra Yemen'deki siyasi kimliğini güçlendirmiş ve bölgesel bir güç haline gelmiştir.

Zeydiye neden takiyye yapmaz?

Zeydiye mezhebi, hakikat uğruna mücadeleyi ve dürüstlüğü temel ilke olarak benimser. Onlara göre, inanç konusunda samimi ve açık olmak esastır. Hakikatin savunulmasını ve açık bir duruş sergilemeyi esas alır. Zeydiler, tehlike anında bile inançlarını gizlemeyi reddeder. İnancın gizlenmesi (takiyye) kabul edilmez. Zeydiler için hakikati açıkça ifade etmek, inancın bir gereğidir ve bu duruş mezheplerinin ayırt edici özelliklerinden biridir.

Şecaat Nedir?

Mevlit Ne Demek?

 

 

 

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin
Hızlı Bağış Hayra vesile olan, hayrı işleyen gibidir.
Bağış Türü
Paylaş
SON BLOG YAZILARI
  • Babalar Çocukları Nasıl Etkiliyor?
    Çocukluk, insanın ilk aynasıdır. O aynada duyulan ses, hissedilen güven ve görülen bakış; gelecekteki kişiliğin temel taşlarını oluşturur. Ailenin sıcak çemberi, çocuğa kim olduğunu değil, kim olabileceğini gösteren ilk sahnedir. Bu sahnede anne, duygusal bağı kuran, sevgiyi dokunuşla öğreten taraftır. Baba ise bu sevgiye yön veren pusuladır. Onun varlığı, çocuk için sadece bir güven alanı değil; aynı zamanda hayatın nasıl yaşanacağına dair bir rehberdir.
  • Müslümanı Muazzez Kılan Nedir?
    Dua, Müslüman’ın yalnızca dille yapılan bir ibadet değil, kalbin derinliklerinden yükselen bir teslimiyet ilanıdır. Kulun, “Ben hiçbir şeye gerçekten malik değilim, sahip olduğum her şey bir emanet” diyebilmesidir. İnsan, ne kadar bilgiye, teknolojiye, servete ulaşırsa ulaşsın; bir yaprağın düşüşünü dahi kontrol edemediğini fark ettiğinde, hakiki kudretin kimde olduğunu anlar. Dua; insanın, kendi acizliğini fark edip, Allah’ın mutlak kudreti karşısında eğilmesidir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın İlginç Özellikleri
    Kanuni Sultan Süleyman, 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Osmanlı tahtının kudretli hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu, Hafsa Sultan’ın ise kıymetli evladıydı. Genç yaşta Saruhan Sancağı’nda yöneticilik yaparak devlet idaresinde tecrübe kazandı. 1520’de babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına geçti ve 46 yıl süren hükümranlığıyla imparatorluğun en uzun süre tahtta kalan padişahı oldu. Bu dönemde 13 büyük sefere çıkarak hem doğuda hem batıda Osmanlı topraklarını genişletti. Adaletli yönetimiyle halk arasında “Kanuni” unvanıyla anıldı.
  • Bir İnsanı Neden Seversiniz?
    Müslümanın hayatındaki her eylemde olduğu gibi, sevgi ve nefret duygularının da merkezinde Allah rızası yer almalıdır. İslam inancına göre, bir Müslüman sadece ibadetlerinde değil; dostluklarında, muhabbetlerinde ve hatta nefretinde dahi ilahî bir niyet taşımalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), hadislerinde “Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek” kavramına sıkça vurgu yaparak, bu duyguların imanla yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir.
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Sandık Vasiyeti
    Osmanlı’nın kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman Han, hayatının son anlarına kadar hem devletine hem de inancına bağlı bir padişahtı. Onun vefatından sonra ortaya çıkan gizemli bir vasiyet, asırlar boyunca tarihçilerin ve halkın merakını cezbetmiştir. Sultan Süleyman, ölümünden sonra mezarına kendisine ait küçük bir sandığın konulmasını istemişti. Bu, sıradan bir isteğin ötesindeydi — çünkü bu sandığın içinde ne olduğu kimse tarafından bilinmiyordu.