İslamiyet'te bazı kavramlar zaman zaman karıştırılmaktadır. Bu kavramlardan biri de fidye ve fitre arasındaki farklar konusudur. Fidye ve fitre, İslam dini öğretilerinde belirtilmiş olan, belirli koşullar altında özgür irade ile veriliş amaçları olan yükümlülüklerdir. Ancak birbirinden tamamen farklı olan bu iki kavram, sıkça birbiri yerine kullanılır ve genellikle karıştırılır.
Fidye, genellikle belirlenmiş bir geçmiş yükümlülüğü yerine getirmeme durumu ile ilgilidir. Fidye, İslamiyet'te genellikle belirli bir süreli oruç tutma niyetiyle ödenir, bu da genellikle günlük oruç tutma niyetinden dolayı verilir. İbadet edilememesi durumunda, belirlenmiş miktarı ödemek için verilir. Aksine, fitre, Ramazan ayının sonunda siyak üzere, ihtiyaç sahibi olanlara yardım amaçlı olarak ödenen bir tür sadakadır. İslamiyet'te, belirli bir orantı ve belirli bir miktarın altında olanlar için veriliş amaçlıdır. Yani temelde, fidye ve fitre, amaç, veriliş biçimi ve miktarda birbirinden farklıdır. Bu kısa özet, karıştırılan bu önemli İslami kavramları daha iyi anlamamızı sağlar. Bu iki dini yükümlülük arasındaki farkları daha ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.
Fidye ne demek konusu, Dini İşleri Yüksek Kurulu tarafından da ele alınan önemli bir konudur. Fidye nedir diye sorulduğunda ise, kişinin sıkıntılı durumlarında yaptığı bir ibadetin maddi bedeli olarak tanımlanabilir. Örneğin oruç ibadetinin yerine getirilememesi durumunda fidye ödenmesi gerekebilir. Hac gibi ibadetler de benzer şekilde maddi bir bedel gerektirebilir. Fidyenin ödenmesi, kişinin sıkıntılı bir durumda olduğunda, ibadetlerini tamamlayamadığında ya da bir yeminini bozduğunda gerekli olabilmektedir. Fidye konusu dini terminolojide önemli bir yer tutar ve kişinin ibadetlerini eksiksiz yerine getirebilmesi için bir çözüm sunar. Fidye ödemenin bir yasal zorunluluk olduğu durumlar da bulunmaktadır. Bu konuda Din İşleri Yüksek Kurulu ve dini liderlerin ifadelerine de başvurulabilir. Fidye ne demek konusu genellikle kişinin maddi durumuna göre belirlenir ve bu durumda en doğru çözümü bulmak için dini liderlere danışılabilir.
Fitre, Ramazan ayının sonunda verilen bir sadakadır. İslam dinine göre, her yetişkin ve maddi durumu iyi olan kişinin Ramazan orucunu tutabilmesi gerekir. Ancak maddi açıdan yardıma muhtaç olan kişiler için ise fitre vermek zorunludur. Fitre, toplumda ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmak amacıyla verilir. Bu yardımın miktarı belirlidir ve her yetişkinin vermesi gereken miktar hesaplanır. Fitre, kişinin sahip olduğu mal varlığına ve maddi durumuna göre belirlenir. Bu sadaka, yoksul ve yardıma muhtaç kişilere yardım etmek için kullanılır. Ramazan ayı, yardımlaşma ve dayanışma ayı olduğu için fitre vermek, toplumda birlik ve beraberliği pekiştiren önemli bir adımdır. Bu sadaka, ihtiyaç sahibi kişilere yardım ederken aynı zamanda veren kişinin de manevi anlamda daha iyi hissetmesini sağlar.
Fidye ve fitre, İslam dini açısından önemli olan iki kavramdır. Bu kavramlar kelime olarak benzemekte olsa da veriliş şekli ve zamanı farklılık göstermektedir. Fitre, Ramazan ayı içerisinde tutulan oruçlardan dolayı verilen bir çeşit sadakadır. Oruç tutamayanlar veya tutamayacak durumda olanlar için fitre vermek gerekir. Fidye ise, oruç ve hac gibi ibadetlerin yerine getirilememesi durumunda verilmesi gereken bir tür borçtur. Yani kişi, bir ibadeti yerine getiremediği durumda fidye ödemekle yükümlüdür. Fitre, belirli bir miktarın üzerinde mal ve mülkü olan Müslümanlar için farz olmakla birlikte, fidye ise yoksul bir kişi için gerekli olan bir tutardır. Fidye konusunda yeterli imkanı olan kişi ibadetini getiremediği durumda fidye ödemekle yükümlüdür. Bu nedenle fidye ve fitre, ibadetlerin yerine getirilememesi durumunda ödenmesi gereken maddi yardımlardır.
Fıtır, zekât ve oruç fidyesi olmak üzere üç farklı türü bulunmaktadır. Oruç fidyesi, Ramazan ayında tutulamayan oruçların telafisi amacıyla ödenen bir fidyedir. Yoksul Müslümanlara bu fidyelerin verilmesi gerekmektedir. Ancak doğrudan yoksullara verilmesi mümkün olmadığında, fidye dolaylı yollardan da ulaştırılabilir. Zekât ise gelirin belli bir yüzdesinin yoksullara verilmesini öngören bir kavramdır. Belirli bir gelir düzeyine sahip olan Müslümanların, zekât verme kuralı geçerlidir. Bu anlamda fidye, genellikle ihtiyaç sahiplerine verilmesi gereken bir sadaka türüdür. Müslümanlar, zekât ve fıtır gibi yardımlaşma prensiplerine uyarak toplumda yardımlaşmayı ve dayanışmayı sürdürmektedir.
Fidye, bir kişinin kasten veya kazayla öldürülmesi durumunda hayattaki yakınlarına ödenir. Bu tazminat, zekâtını ve fıtır sadakasını verme yükümlülüğü olan kişiler tarafından ödenir. Fidye kimlere verilmez sorusunun cevabı ise İslami hukuka göre belirlenmiştir. Fidye, üst soy (anne, baba, dede, nine) ve alt soy (çocuklar, torunlar) dışında kalan yakın akrabalara verilmez. Yani bir kişi, kendi ana-babası, dedesi ve ninesi, çocukları ve torunları dışında kalan diğer akrabalarının ölümü durumunda fidye hakkı iddia edemez. Bu durumda fidye sadece üst soy ve alt soydan olan yakın akrabalara verilir. Bu kural, İslam hukukunda belirli bir düzeni korumayı ve tazminatın hak sahiplerine hakkaniyetli bir şekilde dağıtılmasını sağlamayı amaçlar. Bu nedenle fidye, sadece belirli yakın akrabalara ödenir.
2023 yılı itibariyle, Diyanet İşleri Başkanlığı kişi başı fidye miktarını 70 lira olarak belirlemiştir. 2024 yılı için fidye miktarı henüz belirlenmemiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın her yıl belirlediği bu miktar, genellikle bir önceki yılın miktarına yakın olur. Bu miktarın kesinleşmesi için Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi açıklamasını beklenmektedir. Yıl içerisindeki bağışlarınızı Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden yapabilirsiniz. Unutmayın ki, her ne kadar bizim için küçük bir miktar gibi görünse de, bu paralar ihtiyaç sahipleri için büyük bir yardım olabilir. Dolayısıyla, fidye belirlenir belirlenmez, fidyelerinizi ödeyerek bu önemli ibadeti yerine getirebilirsiniz.