Ev ve araba alma durumları, birçok kişi için hayatlarında önemli bir dönüm noktasıdır. Bu tür büyük yatırımlar yapıldığında, özellikle kurban kesilmesi yaygın bir gelenek haline gelmiştir. Ancak, bu geleneğin İslamiyet'teki yeri ve doğruluğu zaman zaman sorgulanmaktadır. İslamiyet'te kurban kesmek, belirli şartlara bağlı olarak farz veya vacip bir ibadet olarak kabul edilirken, ev veya araba alındığında kurban kesmenin dini bir zorunluluk olup olmadığı konusunda net bir hüküm bulunmamaktadır. Yine de, bu gibi durumlarda şükür ifadesi olarak kurban kesenler vardır. Ancak, bu uygulamanın İslami kurallara uygun olup olmadığı ve ev veya araba alındıktan sonra kurban kesmenin gerçekten gerekli olup olmadığı, birçok kişinin kafasında soru işaretleri yaratmaktadır.
Elde edilen ev veya araç için minnet duymak, İslami geleneklerimizde önemli bir yer tutar. Bazı bireyler, yeni bir mülk kazandıklarında, kazalardan ve belalardan korunmak amacıyla kurban kesmeyi tercih ederler. Özellikle Allah'ın rızasını kazanmak amacıyla hayvan kesme geleneği, birçok inanan için manevi bir öneme sahiptir. Adak olarak hayvan kesmek mümkündür ve bu tür adaklar İslam inancında belirli kurallara tabidir. Bir kişinin Allah'ın rızasını gözeterek hayvan kesme isteği, aslında adak olarak kabul edilir ve bu niyetle gerçekleştirilen kesimler bir şükür ifadesi olarak değerlendirilir. Bazı din adamları, bu tür kesimlerin özellikle Kurban Bayramı'nda yapılmasını tavsiye eder.
İslam dininde, ev ya da araba gibi maddi varlıklar sahibi olmak, kurban kesmek için bir zorunluluk teşkil etmez. Kurban kesmek, belirli şartlara bağlı bir ibadet olup, kurban kesmek islam dininde ibadet olarak öngörülmediği durumlarda yapılmamalıdır. Bu nedenle, kişinin maddi varlıkları olsa dahi, kurban kesme yükümlülüğü söz konusu değildir. Önemli olan niyet ve inançtır; dolayısıyla kurban, sadece maddiyatla değil, manevi bir bağ ile yapılmalıdır.